201 milyar lirayı biz ne yaptık?

Ne için çabalıyorduk? Faizleri ve döviz kurlarını indirerek enflasyonu düşürelim, ödemeler dengesi ve TCMB rezervleri açısından döviz ihtiyacını azaltalım. Ne oldu: Enflasyon çok yüksek, faizler %30’un üzerinde, döviz kuru elimizde bomba gibi patlamaya hazır.

Bu hafta gündemdeki bir diğer konu olan Döviz Korumalı Mevduat Hesabı’ndan (KKMH) bahsedeceğiz.

Biliyorsunuz 2021 yılının son günlerinde çok ciddi bir kur hareketi yaşandı. Aralık ayı başında 13 Türk lirasının altında olan kur, 21 Aralık’ta çok ciddi bir yükseliş göstererek 18,38’e yükseldi. Aşağıdaki grafikte yeşil çizgi 2020’nin başından bugüne doların seyrini, mor noktalar ise enflasyonu gösteriyor.

* Enflasyonla ilgili eksen sağ eksendir ve grafiğin basit ve anlaşılır olması için sağ eksen göstergesi dahil edilmemiştir. Amaç, enflasyonun seyrinde bir eğilim göstermektir.

Grafikte dolar ile ilgili birkaç önemli tarihi işaretledim. Bunlardan ilki, ekonomi politikasına farklı bir yaklaşımla Eylül 2021’den itibaren iskonto oranının kademeli olarak düşürülmesi. Bu politika, “Yeni Ekonomik Model” çerçevesinde “faiz kaynaklı enflasyonun sonucu” bakış açısına dayanmaktadır. Karar vericiler, düşen faiz oranlarının da etkisiyle enflasyonun düşüş eğilimine gireceğini savunuyorlar. Ancak grafikte mor noktalı çizgiye bakıldığında enflasyondaki yukarı yönlü hareketin faiz indirimi süreciyle başladığı görülmektedir. Bu yazının ana konusu enflasyon olmadığı için enflasyonun seyrine dair bir analize girmeyeceğim.

181 milyar liranın yaklaşık 92,5 milyarı Hazine tarafından karşılandı. Nasıl? Tabii ki ödünç almak. Merkez bankası 89 milyar TL’yi karşıladı. Yöntem belli, para basılıyor.

Makalenin ana konusuna dönelim. Aralık 2021’de dövize olan yüksek talebi azaltacak ilk tedbir KCMH uygulaması oldu. Bu ürün sayesinde mevduat sahiplerine birikimlerine eklenen dövizleri kaybetmeme imkanı sağlanmıştır. Bunun bedeli Merkez Bankası ve Hazine’ye yüklendi.[1]. Bu arada, üründen elde edilen gelir vergisinden muafiyet getirildi. Uygulama sonucunda 2022 yılsonu itibarıyla 181 milyar lirası Hazine ve Merkez Bankası tarafından karşılanan toplam 201 milyar liraya mal olan bu süreçte katlanılan maliyetler ne oldu? Rusya Federasyonu ve 20 milyar Türk lirası vergiden mi kurtuldu? Sorunun cevabını yazının sonunda özetlemek istedim.

Aşağıdaki grafikte KKMH kurunu ve dolar kurunu paylaştım.

Sürecin başında bir yanda halkın desteği, diğer yanda bankalar üzerindeki baskıyla üründe bir gelişme yaşandı. Ancak döviz kurları üzerindeki baskı ve üründen beklenen kârın elde edilememesi sonucunda müşteri tercihleri ​​gerilemeye başladı. Daha sonra Ocak 2023’te KKMH’deki +3 pip politika tavanı uygulaması para birimi dönüştürme ürünü için kaldırılmış ve TL birikimlerini bu ürüne yatıranlar için devam etmiştir. Grafik, Aralık 2022’de dönem sonunda faiz tahakkuk etmesi nedeniyle yukarı yönlü bir hareket, ardından ciddi bir gerileme gösteriyor ve Ocak 2023’te para birimi dönüştürmede faiz tavanının kaldırılmasıyla bir miktar hareket var. Ancak malumunuz ürünün devamlılığı için bu yeterli değil, bu hafta yeni bir hamle yapıldı ve KCMH’nin tamamından faiz üst sınırı kaldırıldı. TCMB, KKMH artışının dış etkenlerden kaynaklanamayacağına kanaat getirerek KKMH faiz oranını açıkladı.

20 milyar vergi geliri çöpe gitti. Bunun maliyeti ek vergiler veya mevcut vergilerde artış şeklinde olacaktır. Dolayısıyla her türlü maliyetin doğrudan/dolaylı etkisi enflasyonu yukarı yönlü hareket ettirecektir.

Peki, hem Rusya Federasyonu Merkez Bankası bilançosuna hem de devlet bütçesine yansıyacak olan KCMH’nin 15 ay içinde uygulanmasının maliyeti ne olacak?

Yazının başında bahsettiğim 181 milyar liranın yaklaşık 92,5 milyar lirası Hazine tarafından karşılandı. Nasıl? Tabii kredi nedeniyle… 89 milyar TL’yi Merkez Bankası karşıladı. Yöntem belli, para basılıyor. 20 milyar liralık vergi karı iptal oldu. Bunun maliyeti ek vergiler veya mevcut vergilerde artış şeklinde olacaktır. Böylece doğrudan veya dolaylı olarak her türlü maliyet etkisi enflasyonun yükselmesine neden olacaktır.

Ne için çabalıyorduk? Faiz ve döviz kurlarını indirerek enflasyonu düşürelim, aynı zamanda ödemeler dengesi ve TCMB rezervleri açısından döviz ihtiyacını azaltalım.

Sonuç ne oldu: Enflasyon çok yükseldi, piyasadaki faizler %30’un üzerinde, resmi faiz dışında döviz kuru elimizde bomba gibi patlamaya hazır.

Attığımız taş korkuttuğumuz kurbağaya bile isabet etmedi.

[1] Özellikle bu hafta bu maliyetle ilgili çok yoğun yorumlar var. Bir başka yazımızda ise sadece maliyet konusuna değineceğiz.

İlginizi Çekebilir