2022 büyüme rakamları ve içerdikleri zorluklar

İşgücünün yani çalışanların milli gelir içindeki payı 2000’li yılların en düşük seviyesine geriledi. Bu durum, çalışanların enflasyon tarafından ezilmediği iddialarının doğru olmadığını ve çalışanların yoksullaşma sürecinde olduğunu göstermektedir. prof. Dr. Şenol Babuska yazdı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılının son çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını açıkladı. Böylece 2022 yılı yıllık büyüme rakamları ortaya çıktı.

Öncelikle verileri özetlersek; Açıklanan verilere göre, üretim yöntemine göre 2022 yılı yıllık gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) bir önceki yıla göre yüzde 5,6 arttı.

GSYİH; Zincirleme hacim endeksi olarak 2022’nin dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,5 arttı. Bu, 2022’de açıklanan üç aylık 4 rakamın en düşük olanıydı.

Yerleşik hanehalkı nihai tüketim harcamaları 2022’de yüzde 19,7 arttı. Böylece hanehalkı tüketici harcamalarının GSYİH içindeki payı yüzde 57,5 ​​oldu. Yatırım açısından, büyüme yavaşlamış görünüyor. 2020 ve 2021’de %7,4 büyüyen yatırım, 2022’de sadece %2,8 arttı.

2022 yılında ücretler bir önceki yıla göre yüzde 82,7 artmasına rağmen milli gelir içindeki payı geriledi. Ücretlerin yani emeğin milli gelir içindeki payı 2020’de yüzde 33,1, 2021’de yüzde 30,1 iken 2022’de yüzde 26,5’e geriledi. İşçilerin milli gelir içindeki payı azalmaya devam ediyor.

Sektör dağılımına bakıldığında; Tarım sektörünün 2022’de yüzde 0,6 büyüdüğü kaydedildi. Ayrıca tarım, 2022’nin son çeyreğinde yüzde 0,3 daralma kaydetti.

Sanayi bazında ise 2022 yılında yıllık büyüme yüzde 3,3 oldu. Sektör yılın son çeyreğinde yüzde 3 küçüldü.

İnşaat sektörü 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 8,4 küçüldü ve bu daralma pandemi yılı olan 2020’de yüzde 5,5’lik daralmayı geçti. Böylece inşaat sektörü 2018 yılından itibaren her yıl düşüşünü sürdürmektedir.

Yüzde 21,8’lik güçlü finans ve sigortacılık faaliyeti büyümesinin yanı sıra hizmet sektörü de 2022’de ekonominin ana itici güçlerinden biri oldu. 2022’de hizmet büyümesi yüzde 11,7 ile çift haneli oldu.

2022’de kişi başına GSYİH 10.655 dolar, 2021’de ise 9.592 dolar olarak hesaplandı.

Sonuç olarak, TÜİK’in açıkladığı büyüme rakamları beklenenin bir miktar üzerinde çıksa da, kırılım incelendiğinde ciddi sorunlar içeren bir yapıya sahip.

Tüm bu verilerden çıkarılan başlıca kritik sonuçlar şu şekilde sıralanabilir:

Hanehalkı nihai tüketim harcamaları, büyümenin itici güçlerinden biriydi. Yüksek enflasyon nedeniyle artan fiyatlardan etkilenmemek için harcamalara yapılan vurgu büyümeyi yukarı yönlü itti. Bunun önümüzdeki dönemde sürdürülebilir olması yeni teşvikler olmadıkça mümkün değil.

İşgücünün yani çalışanların milli gelir içindeki payı 2000’li yılların en düşük seviyesine geriledi. Bu durum, çalışanların enflasyon tarafından ezilmediği iddialarının doğru olmadığını ve çalışanların yoksullaşma sürecinde olduğunu göstermektedir. Ayrıca 2022 yılında kişi başına düşen gelirin 2021 yılına göre arttığı göz önüne alındığında, işçilerin bu artıştan pay alamadığı ve bazı kesimlerin daha da zenginleştiği sonucuna varılabilir.

Yılın 3. ve 4. çeyrek verilerine göre büyümeyi destekleyen alanlar başta finans ve sigortacılık sektörü ile hizmet sektörü. Ancak, tek başlarına tutarlı ve sürekli bir büyüme sağlayamazlar.

Sanayi sektörü yılın son çeyreğinde yüzde 3 küçüldü. Bu ciddi bir olumsuz işarettir. İhracat sorunlarının devam edebileceği düşünüldüğünde, tehlike gelecekte de devam etmektedir. Finans sektöründeki güçlü büyüme ile birlikte değerlendirildiğinde, reel sektör ile finans sektörünün büyümesi arasındaki farkın açıldığı görülmektedir.

İnşaat sektörü yılı yüzde 8,4 daralma ile kapattı. İnşaat sektöründe 2018 yılından itibaren görülen daralma 2022 yılında da devam etmiştir. Depremin ardından Ocak ayında açıklanan deprem bölgesinde yıkılan ve hasar gören binaların yeniden inşası ve sosyal konut yapımına verilen desteğin etkisi ile bunun 2023 yılında olumlu bir sonuca dönüşmesi bekleniyor ancak bunun olup olmayacağı net değil. kalıcı olacak İnşaat sektörü ile bağlantılı olarak ülkemizde konut sorunu da ağırlaşmaktadır.

Tarım sektörü yalnızca üçüncü çeyrekte yüzde 2,3 gibi düşük bir oranda büyümüş, yılın geri kalan çeyreklerinde daralmıştır. Bu durum ilerisi için gıda yeterliliği açısından da tehlike oluşturmaktadır.

Sonuç olarak, TÜİK’in açıkladığı büyüme rakamları beklenenin bir miktar üzerinde çıksa da, kırılım incelendiğinde ciddi sorunlar içeren bir yapıya sahip. Depremin önümüzdeki dönemde ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. Ancak depremin etkilerinin ve seçim koşullarının giderilebilmesi için yapılması gereken yenileme çalışmalarının büyümeyi oluşturan alt kalemleri etkileyeceği açıktır. Bunun ne kadar etkileyeceğini zaman gösterecek.

İlginizi Çekebilir