Adil seçimler için seçim güvenliği

Seçimlerin güvenliğinde görev alan gönüllüler demokrasinin sivil savunucuları olarak sadece bugünün değil geleceğin de korunmasında önemli rol oynayacaklardır. Her türlü seçim manipülasyonunun önüne geçmenin yolu, daha çok vatandaşın gönüllü olarak seçimleri gözlemlemesini, yani sandıkları izlemesini sağlamaktır.

14 Mayıs seçimlerine bir aydan az bir süre kala gündemimiz tekrar seçim güvenliğine döndü. Dünyadaki seçim bütünlüğüne ilişkin karşılaştırmalı araştırmalara göre Türkiye’nin durumu maalesef hiç de iyi değil. Pippa Norris Seçimde Dürüstlük Projesi’ne göre Türkiye, seçim otokratik rejimi olarak sınıflandırılmakta ve Seçimde Dürüstlük Endeksi’nde 165 ülke arasında 123. sırada yer almaktadır.[1].

Oy ve Ötesi’nin 2014 seçimlerinde Türkiye’de sandık güvenliğinin önemine ilişkin başarılı bir çalışma yürütmesinden bu yana sandık güvenliğinin önemi ve konuyla ilgili araştırmalar giderek arttı. Geçmişte yaşadığımız travmatik seçimler göz önüne alındığında, siyasi partilerin yanı sıra sivil toplum aktörlerinin seçimleri güvence altına alma çalışmaları, seçimlere olan güveni artırarak yurttaş katılımını artırmada etkili olabilir.

2021 yılında Türkiye’nin önde gelen işçi ve meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve sivil inisiyatifler, önümüzdeki seçimlerde adil ve güvenli bir seçim öncesi ortamın sağlanması ve halkın iradesinin topluma yansıtılması için güçlerini birleştirdi. hiç şüphesiz sandık ve Seçim Güvenliği Platformu’nu hayata geçirdi.[2] kurdular.

Adil seçimlerin hayati öneminden yola çıkılarak oluşturulan platformun reklam metninde de belirtildiği üzere seçimlerin “düşünce, ifade, gösteri, basın, serbest propaganda ve kamuoyu sınırlıdır” ilkesinden adalet ilkesinden sapacaktır. Özellikle içinde bulunduğumuz aşırı kutuplaşmada iktidar partilerinin popülist ve ayrımcı söylemleri ve diğer tavırları seçmenin özgür bir ortamda fikir oluşturmasını zorlaştırmaktadır.

Platform Koordinasyon Kurulu Üyesi Nesteren Davutoğlu, verdiği bir röportajda seçimlerde bir güven ortamının oluşmasına dikkat çekerek, “Oyların sandıktaki gibi olmasını istiyoruz. ve bunun seçim sonuçlarına yansıyacağını söyledi.[3]. Sandık güvenliği konusunda Oy ve Ötesi ve Türk gönüllülerle birlikte çalışan platform, sahadaki her sandıkta gönüllülerin ve gözlemcilerin bulunmasını hedefliyor. Demokrasi ve şeffaflıktan yana olduklarını belirten Davutoğlu, siyasi partilerle toplumsal ilişkiler içinde olduklarını ve partilere eşit mesafede olmaya çalıştıklarını vurguladı.

İktidar partisinin milletvekili adayı olarak gösterdiği bakanların, seçim bölgelerinde yürüttükleri propaganda çalışmalarında konumlarını ve güçlerini sanılanın aksine bir lütuf olarak değil, bir eleştiri olarak kullanmaları kuvvetle muhtemeldir.

6’ncı masadaki siyasi parti (Milli İttifak) temsilcilerinden oluşan Seçim Güvenliği Komisyonu’nun hazırladığı raporun sunumunda, Türkiye’deki seçmen sayıları, değişimleri ve vatandaşlığa geçen kişiler düzenli olarak kontrol ediliyor ve izleniyor. , olağan dışı seçmen kaydı olan haneleri yerinde kontrol ederek, güvenliklerini tehdit eden durumların tespit edilmesi halinde gerekli tedbirlerin alınacağını duyurdu. Raporda, önceki seçimlerde yürütülen propaganda faaliyetlerinin eşit ve adil koşullarda yürütülmediği, hükümetin medyaya, mitinglerin yapıldığı yerlere ve billboard kullanımına adaletsiz davrandığı belirtildi. Bu olumsuz sözler üzerine siyasi parti liderleri, il/ilçe seçim komisyonu üyeleri ve temsilcileri “seçim yasaklarına/yasaklanan propagandaya aykırılıkların önlenmesi – devlet gücünün ve bürokrasinin kullanılmasının önlenmesi – hukuka aykırı transferler ve benzeri kuruluşların müdahalesi” için harekete geçti. olarak TRT, Anadolu Ajansı, Ajans basın duyuruları, RTÜK.” ve YSK temsilcileri işbirliği ve fikir alışverişi içinde hareket edeceklerdir.”

Geçen Haziran ayında hazırlanan Komisyon raporunda yazılanları bugünkü seçimlere bakarak değerlendirdiğimizde, hükümetin kamu gücünü ve kaynaklarını orantısız bir güç gösterisiyle kullandığını ve maalesef bunu yapacak bir kurumun da olmadığını görüyoruz. Bu uygulamalar karşısında müdahale etmek. İktidar partisinin milletvekili adayı olarak gösterdiği bakanların, seçim bölgelerinde yürüttükleri propaganda çalışmalarında konumlarını ve güçlerini sanılanın aksine bir lütuf olarak değil, bir eleştiri olarak kullanmaları kuvvetle muhtemeldir.

Seçmen iradesinin ve sandık sonuçlarının sandığa doğru ve şeffaf bir şekilde yansımasını sağlamak zor ve zaman alıcı bir iştir. Seçimi güvence altına almak için yapılması gereken çalışmalara komisyon raporunda özetlendiği gibi bir göz atalım:

kutu oluşumu izleme,

Sandık bazında işlemlerin takibi,

Seçmenlerin oy kullanmasını teşvik etmek ve kolaylaştırmak,

Sandıkta seçmen iradesinin korunması ve devlet gücünün kullanılmasının manipüle edilmesinin önlenmesi,

Seçmen iradesini etkileyecek ihlalleri bildirmek,

Seçimlerden sonra ıslak imzalı oylama sonuçları tutanaklarının sistematik olarak toplanması,

Varsa itirazların yapılması ve itirazın sonuçlarının takip edilmesi,

Protokolün yetkili kuruluşa sunulması,

Oy pusulasının ilçe seçim komisyonuna teslimi,

İlçe seçim komisyonlarındaki birleşme süreçlerinin takibi,

Oylama sonuçlarının merkeze iletilmesi ve

YSK’dan resmi seçim sonuçlarının açıklanması öncesi ortak eylem

Milletler İttifakı Ortak Komisyonu raporuna göre, ıslak imzalı sandık sonuçları altı partinin görmesi için her bir partinin kendi sistemine dijital olarak iletilecek.

Türkiye Gönüllü Platformu’na katılmak ve seçim güvenliğini teşvik etmek, seçmenin iradesini değil, seçim ve demokrasiyle ilişkilendirilen değerleri savunmak demektir.[4]. Seçmenlerin siyasi tercihlerini hiçbir baskı ve yönlendirmeye maruz kalmadan kullanabilmeleri ve bu tercihlerini seçim sonuçlarına doğru bir şekilde yansıtabilmeleri, adil bir seçim yapılmasını sağlayacaktır.

Milli İttifak cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu önceki gün Twitter hesabından 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde her oyun çok değerli olduğunu söylemiş ve halkın sandığa yansıması için herkesi Türkiye Gönüllüleri’ne (turkiyegonulluleri.org) katılmaya davet etmişti. kutusu güvenli ve şeffaf bir şekildedir. Bu çağrının amacı, oyların doğru bir şekilde kaydedilmesini ve sonuçların şeffaf bir şekilde kamuoyuna iletilmesini sağlamaktır. Halk iradesinin sandığa tam olarak yansıması ve sandığa yansıyan iradenin seçim sonuçlarına yansıması için sandık güvenliği esastır. Demokratik sistemlerde vatandaşların seçme ve seçilme haklarını korumak, barışçıl ve güvenli bir seçim ortamı yaratmakla yükümlü oldukları görülmektedir.

Kılıçdaroğlu’nun çağrıda bulunduğu Türkiye Gönüllü Platformu, 2019 İstanbul yerel seçimlerini güvence altına almak için çalışan kişilerin oluşturduğu bir platformdur. Aslında Seçim Güvenliği Platformu ve Türkiye Gönüllüleri Platformu birbirinden ayrı oluşumlar olmayıp, seçmen iradesinin sandığa tam olarak yansıması ve yapılacak seçimlerde demokratik bir seçim sürecinin gerçekleşmesi için çalışmaktadırlar. 14 Ekim’de düzenlendi. Belki. Milletler İttifakı’nın gönüllü seçim platformu Türkiye Gönüllü Platformu’nun hedefi, 14 Mayıs için 60 bin sandıkta 60 bin gönüllüye ulaşmak.[5].

Türkiye Gönüllü Platformu’na katılmanın ve seçimlerin güvenliğine katkıda bulunmanın amacı, hiç şüphesiz seçmenin iradesini korumak değil, seçim ve demokrasiyle ilişkilendirilen değerleri korumaktır.[6]. Seçmenlerin siyasi tercihlerini hiçbir baskı ve yönlendirmeye maruz kalmadan kullanabilmeleri ve bu tercihlerini seçim sonuçlarına doğru bir şekilde yansıtabilmeleri, adil bir seçim yapılmasını sağlayacaktır.

Seçimlerde seçmenler gelecekleri için oy kullanırlar. Oy vermek sadece bir partiye ya da lidere verilen bir oy değildir, aynı zamanda iki seçim arasında kimin ve nasıl yönetmek istediklerinin tercihlerini de yansıtır. Seçimlerin güvenliğinde görev alan gönüllüler demokrasinin sivil savunucuları olarak sadece bugünün değil geleceğin de korunmasında önemli rol oynayacaklardır. İktidarların yarattığı toplumsal ve siyasal kutuplaşma bağlamında hakikat sonrası söylemin seçimlerin bütünlüğü ve meşruiyeti üzerindeki olumsuz etkisi, seçimlerin güvenliğinin sağlanmasıyla giderilebilir. Her türlü seçim manipülasyonunun önüne geçmenin yolu, daha çok vatandaşın gönüllü olarak seçimleri gözlemlemesini, yani sandıkları izlemesini sağlamaktır.

[1] Bununla ilgili ayrıntılar için bkz. Tanju Tosun, Seçim Güvenliği için Demokratik Gerilemeden Kurtulma, siyasi yol8 Haziran 2022

[2] Seçim Güvenliği Platformu, 1 Aralık 2021 tarihinde Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği, Emekliler Genel Sendikası, Elektrik Mühendisleri Odası, Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV), İnsan Hakları Derneği, Aleviler tarafından gerçekleştirilecektir. Bektaşi Federasyonu, İnsan Hakları İnisiyatifleri Derneği, Kızılırmak Yerel Dernekleri Federasyonu, Mülk Sahipleri Derneği, ODTÜ Mezunlar Derneği, Avrupa Demokrasi Hareketi 2025, Anytpark Forum, Anti-Kapitalist Müslümanlar, Demokrasi İçin Birlik, Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Platformu, Hak ve Adalet Platformu , Seçimler 2023 Yerel Medya Koordinasyonu, Türkiye Gönüllüleri, Sivil İnisiyatif ve Vatandaşlık Derneği kuruldu. Ayrıntılar için bkz.

[3] Nesteren Davutoğlu’nun Anka haber ajansına verdiği röportaj, 8 Nisan 2023, aşağıya bakınız.

[4] Burada anket gözlemcilerinin deneyimlerini özetleyen bir kitaba dikkatinizi çekmek istiyorum. Seçil Türkkan, Seçim Güvenliğini Sağlamak İçin Seçmenleri Korumak: Tanıklar Diyorİletişim Yayınları, 2023.

[5] Ufuk Ceri, “Türkiye Gönüllü Seçim Güvenliği Hedefi: 60.000 Sandıkta En Az 60.000 Gönüllü”, medyaskopayrıntılara bakınız.

[6] Burada anket gözlemcilerinin deneyimlerini özetleyen bir kitaba dikkatinizi çekmek istiyorum. Seçil Türkkan, Seçim Güvenliğini Sağlamak İçin Seçmenleri Korumak: Tanıklar Diyorİletişim Yayınları, 2023.

İlginizi Çekebilir