Ayna-ayna, söyle ona… | Haber sitesi PolitikYol

Etrafımızda dolaşan kendinden memnun birçok isim var. Belki; cumhurbaşkanı adayları da dahil olmak üzere pek çok isim,ayna, ayna, söyle bana; benden daha iyi kimse var mı‘ diyebilirler. Rahatsız etmeden dostça bir zemin yaratarak ilerlemenin zamanı geldi.

Geçen sene bazı insanların kendinden başka kimseyi sevmediğini, başkalarını hor gördüğünü, kendini öyle çok sevdiğini, baktığı görüntüyü beğenmeyince aynaya bile düşmanlık edebildiğini anlatmıştım; Merak edenler bu linkten inceleyebilir.

La Fontaine’in bu tür nergislerle ilgili bir masalı olduğunu biliyoruz. Aslında çirkindi ama onu çirkin yapanın aynalar olduğunu düşünüyordu.

Öyle ki bu inanç bir saplantı halini almış; takıntısından kurtulmak yerine aynaları hayatından çıkarmaya karar verdi. Muhtemelen aynasız bir hayatı tercih ettiği için kendini izole etti. Evini dağın tenha bir köşesine, kuş uçmayan, kervan geçmeyen bir yere kurmuş.

Sonra ihtiyacı olan suyu almak için aşağı indiği deredeki yansımasını gördü.

O küplerin üzerinde!

Burada da bu doğrulanmamış görüntüye rastladım.diye mırıldandı.

Ancak, durmadan akan dereden gözlerini alamıyordu.

La Fontaine hikayeyi şöyle bitiriyor:

Gerçeklerden bu kaçış, hepimizin beslendiği bir hastalıktır. Bu adam bir peri masalında kendine aşık, ruhumuzda; aynalar bizim dışımızda olanı temsil eder. Bilmek gerekir ki aynalar eksiklerimizi olduğu gibi gösteren sanatçılardır.

Hata, yanıldığını düşünenlerin ayrılmaz bir parçasıdır.

Bu, doğanın kanunudur; Hatalı olduğunu asla kabul etmeyenler, en çok hata yapanlardır.

Siyasette en sık karşılaştığımız durum budur.

Henüz ortalık ısınmamışken ilkeleri vurgulayan yazıp çizdiklerimize sessiz kalmayanlar listelerin açıklanmasından sonra ağzına geleni söylüyor. Öte yandan, daha önce ilkelerden bahseden bazıları, muhtemelen listelerde yer buldukları için her şeyin mükemmel olduğuna işaret ediyor.

Siyaset bir bilimdir ve ilkeler ışığında yapılırsa başarıya ulaşılabilir. Bu nedenle elbette insanların yetenekleri ve nitelikleri önemlidir ama asıl olan dünyayı nasıl yorumladığımızdır ve başarı da bu yorumlama tarzını en iyi uygulayacak kişileri seçmekten geçer.

Siyasetin bir tarihi vardır; Bu hikayeyi yazarken ortaya çıkan roller için doğru oyuncuları seçmek kurgumuzun başarısına katkıda bulunuyor. Atalarımız boşuna dediler:ağaca yaslanmak kurur, insanlara güvenmek ölürsöylemediler; Başka bir deyişle, önemli olan insanlar değil, programladığımız düşüncelerdir.

Siyaset bir başka anlamda ekip işidir; Ben her zaman 4×4 koşmaya benzetirim. Çok yetenekli ve kalifiye olabilirsiniz; Kişisel becerilerinizle çok yol kat edebilirsiniz ama hedefinize ulaşmak için kişisel becerilerinizin ötesine geçen bir organizasyona ihtiyacınız olduğunu unutanlar kaybeder.

Artık mağlup olamayız.

Bir matematik kuralı ile ifade edecek olursak (1+2²+3²+4²)’nin toplamı 30 ve (1+2+3+4)²’nin toplamı 100’dür.

14 Mayıs’ta tepetaklak oluyoruz. Bu günlerde önce cumhurbaşkanlığının isimleri; Ardından meclis listelerinin açıklanmasıyla bir sonraki selin geleceğini düşünen, kendini beğenmiş insanlar ortaya çıkarıldı.gürültülü” nedeniyle seçmeni etkileyecekleri girdaba girdiğimiz günler

İddialar, ithamlar, rehavet havada. Kuşkusuz bu olumsuzluk, seçmenin gönlündeki isimlerin kendilerine yer bulamamasından kaynaklanmaktadır. Ancak seçim günü yaklaştıkça yaşananlar, adaylardan duyulan memnuniyetsizliğin yol açtığı moral bozukluğunun yerini safların sıkılaşmasına bırakacağını gösteriyor. Bu spekülatif değil; tam tersine biz Ankaralılar, Ankara’yı kaybetmenin acı tecrübesinden bazılarının inadına çıkardığımız bir dersin sonucuyuz.

Seçim günü yaklaştıkça, yaşananlar gösteriyor ki, adaylardan duyulan memnuniyetsizlikten kaynaklanan moral bozukluğu, yerini safların sıkılaşmasına bırakacak.

NE ZAMAN BİRLİKTE KAZANACAĞIZ…

Bunu iptal edilemeyen Ankara’ya seçmenin vicdani tavrının zirve yaptığı 2019’da geri dönmemizden de biliyoruz.birlikte kazanırız“.

Bu yüzden beğensek de beğenmesek de bir kez daha belirtmek isterim; Adayların niteliklerini değil, isimlerini tartışmak faydasızdır. İlkeler önemlidir. Tarihin en geniş mutabakat temelinde ilmek ilmek bağlanması gereken Cumhuriyetin 21. yüzyılın ilk çeyreğine, 2. yüzyılına ulaşma arzusu olduğu müddetçe asıl amaç bu olmalıdır. Yaşananları tartışmak ve Türkiye’yi bir an önce eski seviyeye döndürmek.

Etrafımızda dolaşan kendinden memnun birçok isim var. Belki; cumhurbaşkanı adayları da dahil olmak üzere pek çok isim,ayna, ayna, söyle bana; benden daha iyi kimse var mı‘ diyebilirler. Onları kırmanın değil, bizimle birlikte olabilecekleri bir dostluk zemini yaratmanın zamanı geldi. Aynadaki kendi yansımasını beğenmeyenlerin aynalara nişan alması kabul edilemez ancak enerjimizi onların olumsuzluklarına odaklama ve asıl amaçtan uzaklaşma tehlikesi de göz ardı edilmemelidir.

Kararsız seçmenleri etkilemek eskiden daha kolaydı. Bu nedenle henüz karar vermemiş seçmenleri etkilemek için iktidar tarafından şüphe duymadığımız adaylar besleniyor. Sonuç aldıklarını da biliyoruz.

Çok iyi bildiğim bir örnek vermek isterim; 2019’da Ankara’da böyle adaylar çıktı. O günlerde yapılan kamuoyu yoklamaları şunu gösteriyordu, en azından Ankara’da, “izlemek için ayrıldı“Daha önce adayların satışa çıkması nedeniyle anlamsızca kaybeden seçmen, kazanan adayın etrafında toplanmanın gerekli olduğuna inandı.

Bir peri masalı ile başladık; Başka bir hikayeye atıfta bulunarak bitirelim.

Arılar tadına doyum olmayan bal üretirler ama o balı bize ulaştıran petektir. Ayrıca balmumundan yapılırlar. Bu bir peri masalı, bal içtikten sonra yalnızlaşan petekteki mumlardan biri,çamur ateşe girdikçe taş taşa dönüşür ve tuğla ateşi görse sertleşir; öyleyse neden sert olmayayım? düşündü.

Ardan kendi kendine dedi ki:Bir tuğla ateşten çıktıktan sonra yıllarca yaşıyorsa, ben de ateşe girerim ve tuğla gibi olurum.” – dedi ve kendini ateşe attı.

Sonuç biliniyor; erimiş Erimeye kararlı olanların ateşleri için odun taşıyarak vakit kaybetmek yerine, ülkemize baharı getirmek için çalışmak boynumuzun borcudur.

Bu bölümü Can Yücel’den iki satırla bitirelim; Can Baba dedi ki:

“Aynada yüzüne bakma

Başkalarının gözlerine bak.”

İlginizi Çekebilir