Bağış Kahramanları | Haber sitesi PolitikYol

Hayırseverlik bir gösteriye dönüştüğünde, her zaman tatsız, her zaman bir şeye gücenir. Bu sefer bu gösteri ortak yayınla yayınlandı; Bu tür gösterilerin bir yardım çağrısı olmadığını, utanç verici bir tablo oluşturduğunu düşünüyorum.

Depremin ardından yaşanan hüzünlü ortamda, eleştirmek için bile olsa bağırmayı etik bulmadım. Acı biraz azalır diye düşündüm, sonra muhasebeyi yaparız. Antakya’da çöken bir binada ölen birçok kişinin ve sınıf arkadaşımın başına gelenleri izlerken acı hissettim. Bu ortamda aynı şeyi yazmak hatta söylemek anlamsız geliyordu. Ama bu kadar acıyla “finansman şovunu” izlemek de beni deli etti. Yine olsa yazmadan edemiyorum, böyle olsa bile isyan etmekten kendimi alamıyorum.

Hayırseverlik bir gösteriye dönüştüğünde, her zaman tatsız, her zaman bir şeye gücenir. Bu sefer bu gösteri ortak yayınla yayınlandı; Bu tür gösterilerin bir yardım çağrısı olmadığını, utanç verici bir tablo oluşturduğunu düşünüyorum. Bu da yetmezmiş gibi, devlet kurumlarının bu yayını “bağışladıkları” da net değil.

Merkez Bankası başta olmak üzere devlet bankaları ve devlet kurumları “bağış” yaptı. “Kim kimin parasını kime bağışlıyor?” diye kızmamak elde değil. Bu bağlamda kimin “kahraman” ilan edildiğini anlamak mümkün değil ve “rekortmen” kelimesi en azından uygunsuz.

Bağışçıların ve şirketlerin bu bağışları vergiden kesmesi hepimizi alaya alıyor. Süreç nasıl gider bilmiyorum ama bu gerçekten devlete vergi olarak verilmesi gereken bir bağış olarak sunulabiliyorsa bu bir skandaldır.

Gerçekten de, sadece ikinci durumda değil, genel olarak hayır faaliyetlerine harcanan paranın vergi indirimi sorunlu bir konudur. Refah devleti kavramı yüksek vergiler ve yüksek devlet harcamaları üzerine kuruluyken, liberal devlet anlayışı düşük vergiler ve düşük devlet harcamaları anlamına gelmektedir. Liberal görüşün çıkış noktası, insanların kazandıklarını diledikleri gibi harcamakta özgür oldukları fikrine dayanmaktadır. Örneğin, ücretsiz eğitim ve sağlık hizmetleri üzerindeki yüksek vergiler, gelirlerini başkaları için eğitim ve sağlık hizmetlerine harcamak istemeyenlerin “özgürlüğüne” bir müdahale olarak görülüyor.

Bunun yerine, “ücretsiz” hayır faaliyetlerine katılmak isteyenleri “ödüllendirmek” için hayır faaliyetleri vergiden muaftır. Özgür yurttaş ne isterse hastaneler, okullar yaptırır, burslar verir ve aynı amaca ulaşılmış sayılır. Ama tabii ki aynı hedefe ulaşılamıyor, temelde yüksek vergiler yerine hayırsever harcamalar yapılıyor ve bu harcamalar kişinin kendi cebinden değil, ödenmesi gereken vergiden düşülerek “hayırsever” unvanı ekleniyor. “kazanılır, okullara, hastanelere, parklara özel isimler verilir, şan küçük bir fedakarlığa gider, bazen de ölümsüzlük satın alınır. Kısacası ülkemizde her şey kontrolden çıkıyor ama unutmayalım ki liberal ekonomi/siyaset böyle bir anlayış üzerine kurulu. Bu parantezi açmak için bu fırsatı kullanmama izin verin.

“Bağışçı kahramanlarımıza” geri dönersek, bu rekor sahiplerinin neredeyse tamamı açık artırmalarda trilyonlar kazanan, yardım ve vergi indirimleri alan kişilerdir. Aslında, yeni teşvikler istisnalar için uygundu. Biliyorsunuz artık siyasetin çarkı böyle dönüyor ve bu insanlar hiç mi utanmıyor, sıkılmıyor, vicdanları yok mu? Bu arada bunlar büyük küçük olamaz, her şekilde vergi kaçırmaya çalışanlar, imar gösterileri yapanlar, vergi affı avcıları, aile tatilleri, arkadaşlarla akşam yemeği, şirket gideri olarak lüks arabalara harcama ve kesinti olmaz. vergiler hepsi için aynı, bunu unutmayalım. .

İlginizi Çekebilir