Bankacılık Sektörü Ocak 2023 Kazançları ve Geleceğe Yönelik Sorular

Bankacılık sektörünün 2023 Ocak ayı performansına kârlılık açısından baktığımızda aşağı yönlü bir trendle karşı karşıyayız ancak yine de yeterli seviyedeyiz. Sektörün bu seviyedeki karlılığını daha ne kadar sürdürebileceği belirsiz. Şenol Babuska yazdı

BDDK tarafından açıklanan 2023 yılı Ocak ayı bankacılık sektörü verileri, kârlılık açısından geçen yılki güçlü performansın düşüş eğiliminde olmakla birlikte devam ettiğini göstermektedir. Hatırlayacağımız üzere bankacılık sektörü 2022 yılında güçlü bir performans göstermişti. Sektörün kar marjı 2021 sonunda 93 milyar TL iken bu rakam 2022’de %366 artarak 433 milyar TL’ye ulaştı. Ocak 2023’te açıklanan verilere göre bankacılık sektörünün kârı, 2022 Ocak ayına göre %95,7 artarak 20.089 milyon TL’den 39.320 milyon TL’ye yükseldi. Bu göstergeyi yıl sonundaki göstergeden bağımsız olarak ele alırsak, %95,7’lik bir artış başarılı bir sonuca işaret ediyor.

Kârlılık sağlayan gelir ve gider kalemlerine baktığımızda; Öncelikle sektör kredi faizleri %83,8 artışla 47.522 milyon TL’den 87.322 milyon TL’ye, mevduat faizleri ise %162 artışla 23.277 milyon TL’den 61.038 milyon TL’ye yükseldi. Bu rakamlar, bankalar için en maliyetli kalem olan mevduat maliyetinin, en karlı kalem olan kredi gelirlerinden daha hızlı büyüdüğünü göstermektedir. Bu da bankanın karlılığını olumsuz etkileyen bir faktördür.

Ocak 2023 itibarıyla, gerçeğe uygun değer farkı kar zarara yansıtılan gerçeğe uygun değer ile ölçülen menkul kıymetlerden alınan faiz, gerçeğe uygun değer farkı diğer kapsamlı gelir ile ölçülen menkul kıymetlerden alınan faiz, itfa edilmiş değerle ölçülen menkul kıymetlerden alınan faiz tutarının değeridir. Bir diğer önemli kalem olan maliyet ise 2022. Ocak ayı değerine göre büyüme oranı %101,1. Bankalar düşüşte olmasına rağmen, menkul kıymetlere hala yüksek faiz alıyorlar.

Bankaların toplam faiz gelirleri 2023 Ocak ayında 2022 Ocak ayına göre %88,3 artarak 133.265 milyon TL’ye ulaştı. Toplam faiz giderleri ise aynı döneme göre %119,9 artarak 81.056 milyon TL’ye ulaştı. Bu durum, gelecekte bankacılık sektörünün kâr artış hızının geçen yılki seviyelere ulaşamayacağının hatta 2023 Ocak ayındaki büyüme hızına bile ulaşamayacağının bir göstergesi olarak görülebilir.

2023 Ocak ayı sonunda bankalar faiz dışı gelirlerini artırmaya odaklanmış görünüyor. Bankaların kredi faiz oranlarını önemli ölçüde artıramasalar da kredi ücret ve komisyonlarını yüksek tuttukları görülmüştür. Kredilerden alınan ücret ve komisyonlar 2023 Ocak ayında bir önceki yılın Ocak ayına göre %101,3 artarak 4.461 milyon TL’ye ulaştı. Bankacılık gelirleri ise yine aynı dönemde %138,2 artarak 16.443 milyon TL’ye ulaştı. Öte yandan, toplam faiz dışı gelirler (kar payı hariç) %166,5 arttı. Faiz dışı toplam giderler (kar payı hariç) ise %133,2 artarak 59.793 milyon TL’ye ulaşmıştır. Sonuç olarak, faiz dışı gelirlerdeki artış oranı, faiz dışı giderlerdeki artış hızından daha yüksek olmuştur.

Bankalar bu yıl faiz dışı gelirlere odaklanmış görünüyor. Faiz marjları daralmakta olan bankaların burada kaybedilen kârı faizsiz işlemlerden elde edecekleri gelir pahasına telafi etmeye çalışacakları görülmektedir.

Bir diğer dikkat çekici nokta ise kur farkı gelirlerinin (kur değişimlerine göre) 20.391 milyon TL’den 5.225 milyon TL’ye gerilemesidir.

Banka gruplarında P&L durumuna baktığımızda, önemli tutarsızlıklar fark ediliyor. Sektörün ortalama kârı %95,7 artarken, kamu bankalarının kârı sadece %33,1 artarak 6.119 milyon TL’den 8.144 milyon TL’ye yükseldi. Yerli özel bankaların kar marjı 2023 Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %83 artarak 8.548 milyon TL’den 15.639 milyon TL’ye yükseldi. Aynı dönemde en yüksek büyüme oranları yabancı bankalar grubunda gözlendi. Yabancı bankalar söz konusu dönemde 5 milyar 422 milyon lira olan kârını yüzde 186,5 artırarak 15 milyar 536 milyon liraya çıkardı. Böylece yabancı bankaların sektör kârlarına katkısı yerli özel bankalarınki ile hemen hemen aynı olmuştur.

Tüm bu açıklamalar bir araya getirildiğinde sektörün yüksek karlılığı korunuyor gibi görünse de gelecekte bunu sürdürmenin zor olacağı açıktır. Sektörün gelir-gider kısmında ise mevduat maliyeti hızla artıyor ve kredi faiz gelirleri bu hıza ulaşamıyor.

Bildiğiniz gibi menkul kıymet faiz gelirlerinde yüksek büyüme oranları enflasyona endeksli DİBS sayesinde elde edilmektedir. Ancak baz etkisiyle enflasyonun düştüğü ve biraz daha düşebileceği düşünülürse burada getiriler de düşecektir. Ancak 2023 yılında enflasyonun hedef seviyenin oldukça üzerinde olacağı şimdiden belli oluyor ve bankaların bundan önemli gelir elde edebileceğini söyleyebiliriz.

Bankalar bu yıl faiz dışı gelirlere odaklanmış görünüyor. Faiz marjları daralmakta olan bankaların burada kaybedilen kârı faizsiz işlemlerden elde edecekleri gelir pahasına telafi etmeye çalışacakları görülmektedir.

İstikrarlı döviz kurları nedeniyle döviz kazançlarında yüksek getiri sağlanamaz. Ancak, devam eden yüksek enflasyon nedeniyle Türk lirasının değerindeki artış göz önüne alındığında, döviz kurlarının bu seviyelerde ne kadar tutunabileceği net değil.

Bankalar bu yıl faiz dışı gelirlere odaklanmış görünüyor. Faiz marjları daralmakta olan bankaların burada kaybedilen kârı faizsiz işlemlerden elde edecekleri gelir pahasına telafi etmeye çalışacakları görülmektedir.

Sonuç olarak, bankacılık sektörünün 2023 Ocak ayı performansına karlılık açısından baktığımızda aşağı yönlü bir trendle karşı karşıyayız ancak yine de yeterli seviyedeyiz. Sektörün bu seviyedeki karlılığını daha ne kadar sürdürebileceği belirsiz. Konuyu gelecek açısından değerlendirirken gündemimizde şu sorular yer almalıdır:

  • Deprem sektörü nasıl etkiledi ve gelecekte daha ne kadar etkileyecek?
  • Seçim öncesi ve sonrası sektörü nasıl etkileyecek? Sektörü baskı altında tutan mevcut politika ve baskı giderek artarak seçimlerden sonra da devam ederse veya ekonomi politikası değişirse ne olacak?
  • Mevduat faiz oranlarındaki artış nedeniyle mevduat değeri Şubat ayında yükselmeye devam ederken, kredi getirilerini artırması gereken faiz oranları aynı düzeyde artmadı. Bu durumun en azından kısa vadede devam etmesi muhtemeldir. Bu karlılığı nasıl etkileyecek?
  • Enflasyondaki düşüş eğilimi sürerken, menkul kıymet getirilerindeki düşüş devam edecek. Bunun nasıl bir etkisi olacak? Ancak deprem, seçimler, bütçenin durumu, döviz kurunun yükselmemesine ve yabancı mal fiyatlarının düşmesine rağmen önemli ölçüde düşmeyen enflasyon gibi faktörleri göz önünde bulundurduğumuzda unutmamak gerekir. enflasyonla karşı karşıya kalabileceğimizi, geçen yılki enflasyon seviyesinde.
  • Döviz kurları sabit gibi görünse de serbest piyasada bu istikrarın tek başına sağlanamadığı bilinmektedir. Döviz kurunda istikrarı sağlama çabaları tıkanırsa ve kurda ciddi bir değerlenme olursa sektör nasıl bir ortamla karşı karşıya kalır?
  • Bankaların gerçek durumunu görmenizi sağlayan bir unsur olan enflasyon muhasebesi uygulanmaya devam etmektedir. Bu durum bankaların gerçek durumunu görmemizi engellemektedir. Acaba enflasyon muhasebesi uygulansaydı bankaların durumu ne olurdu?
  • Ekonominin seyrinin daha olumsuz bir duruma dönüşmesi durumunda şirketlerin ve bireylerin zarar göreceği açık olduğuna göre, takipteki alacakların gelişimi ne düzeyde olacak?

Sorabileceğimiz bu ve benzeri sorular, sektörün halen normal görünen ortamını, taşıdığı tehdit ve risklerin boyutunu görebilmek için üzerinde ciddi olarak düşünülmesi gereken temel noktalardır.

İlginizi Çekebilir