Deprem! Depremden sonra Japonya | Haber sitesi PolitikYol

Japonlar yıkım önlemenin ötesine geçmiş, deprem çantası hazırlamak, mobilyaları evin duvarlarına yerleştirmek gibi birçok bireysel önlemi de almaktadırlar. Ne yazık ki benim güzel ülkemde bunları konuşmanın zamanı değil. Yıkılan binaların altında ölüyoruz.

Okyanusun ortasında, depremlerin ve doğal afetlerin hiç bitmediği bir insan ülkesi olan Japonya nasıl oluyor da depreme her zaman hazır?

Japonya deprem, tayfun, volkanik patlama gibi birçok doğal afet yaşamış ve doğal afetlere en hazırlıklı ülkelerden biridir. Özellikle depremlerin sıklığı nedeniyle Japonya “Depremler Ülkesi” olarak anılmaktadır. Japonya, geçmişinden ders alarak yaptığı eğitim, yatırım ve inovasyon sayesinde depreme hazır. Yıl boyunca okullarda onlarca kez deprem eğitim tatbikatları yapılmakta ve çocuklar hem fiziksel hem de psikolojik olarak deprem hissine her zaman alıştırılmaktadır. Ayrıca şirketler, çalışanlarıyla düzenli olarak eğitim tatbikatları yapıyor. Japonya’da bir deprem normal bir olaydır. Peki depremi nasıl normalleştiririz? Haydi bunun hakkında düşünelim..

Japonya’daki depremlerin sıklığı, Japonya ile depremler arasındaki bağlantının, bazen düpedüz korkutucu olsa da hayat kurtarmaya yardımcı olabilecek bazı yararlı teknolojilerin ortaya çıkmasına yol açtığını gösteriyor. 1960’lardan beri Japonya, afet önleme odaklı olarak hem fiziksel hem de kurumsal afet korumasını güçlendirmek için aktif olarak tedbirler uygulamıştır. Bu çabaların bir sonucu olarak, doğal afetler sonucunda hayatını kaybeden veya kaybolan insan sayısı önemli ölçüde azaltılmıştır. Her depremin can kayıplarını azaltmak için ülkemizde acil durum sistemi kurulmalı ve deprem bilinci en acil şekilde insan hayatına kazandırılmalıdır.

Japonlar depremlere uyum sağlamayı ve onları günlük yaşamlarına dahil etmeyi nasıl öğrendi?

Japonya ekonomik refah düzeyi yüksek ve Türkiye gibi politize olmamış bir ülkedir. Bu nedenle daha homojen bir yapıya sahip olan Japonya’da toplum içinde ayrışma nadiren görülmektedir.

ULUSAL ERKEN UYARI SİSTEMİ

J-Alert, hükümet tarafından acil durum bilgilerini halka iletmek için kullanılan “ülke çapında bir anlık uyarı sistemidir”. Genellikle hava durumu servisi tarafından depremleri, tsunamileri, volkanik patlamaları ve diğer doğal afetleri bildirmek için kullanılır. Sistem, erken uyarının tahliye süresini hızlandırması ve acil durum müdahalesini koordine etmesine yardımcı olması ve 4 ile 20 saniye arasında sürmesi umuduyla geliştirildi. Daha önce telefona gelen sesli uyarı ile deprem uyarısı verir. Ayrıca Safety Tips ve Yurekuru adlı alternatif erken uyarı uygulamalarını da telefonunuza indirebilirsiniz. Bu sistem kusursuz çalışmaktadır ve hiçbir kurum veya şirketin ihmali yoktur!

TOPLANTI ALANLARI

Olası bir doğal afet sonrasında insanların toplanacakları yerler kesinlikle önceden belirlenmiştir. Yerel yönetim yetkilileri, çok sayıda insanı barındırabilecek geniş bir alanın tahliye bölgelerini tahsis eder. Deprem dahil büyük doğal afetlerde kullanılırlar. Çevrede bina bulunmayan parklardaki açık alanlar, geçici toplanma yerleri olarak belirlenir. Kimse gelip bu toplanma alanlarını yapamaz. Japonya’da kurallar net ve neredeyse hiç kimse bu kuralların dışına çıkmıyor. Özellikle insan hayatı söz konusu olduğunda. Japonya, birçok insanın bu kurallara uymayan herkesten özür dileyip ayrıldığını gördüğümüz bir ülke.

Deprem, tayfun, tsunami, sel vb. doğal afetlerde herkese buluşma noktaları gönderilmektedir. Bu toplanma yerlerinde bu bölgeden bölgeye değişmekle birlikte, tehlike geçene kadar insanlara su ve çorba verilen yerler çoğunluktadır. İnsan hayatı önemlidir.

Japonya’nın geçmişinden öğrendiğini tüm şehirlerdeki anıtlardan görüyoruz. Yaşananları asla unutmazlar. Japonya çok gelişmiş bir toplumsal hafızaya sahip bir toplum… Bu hafıza, gündeminde deprem olan Türkiye için insan hayatını korumanın en önemli ilkelerinden biridir.

BİRLİKTE

Japonya ekonomik refah düzeyi yüksek ve Türkiye gibi politize olmamış bir ülkedir. Bu nedenle daha homojen bir yapıya sahip olan Japonya’da toplum içinde ayrışma nadiren görülmektedir. Çünkü siyasetçiden mühendise, doğal afetler için tasarım çizen, malzeme üreten mimara kadar herkes üzerine düşeni yaptı. İhmal yoktur. Gerisi doğal afettir. Birlikte yaralarını sarmaya çalışırlar.

ŞEHİRDE İZLERİ GİZLEMEK

Japonya’nın geçmişinden öğrendiğini tüm şehirlerdeki anıtlardan görüyoruz. Hiroşima’da her yıl atom bombasının atıldığı anıtın önünde tören düzenleniyor. Tören her yıl 11 Mart 2011 deprem anıtı önünde yapılıyor. Siyasetçisinden kamuoyuna, bu anıtların önünde bu anı yeniden yaşadığını görüyoruz. Yaşananları asla unutmazlar. Japonya çok gelişmiş bir toplumsal hafızaya sahip bir toplum… Bu hafıza, gündeminde deprem olan Türkiye için insan hayatını korumanın en önemli ilkelerinden biridir.

2011 yılında Japonya’da meydana gelen 9.1 büyüklüğündeki deprem ve ardından gelen tsunaminin ardından dönemin Başbakanı Naoto Kan, krizi kaldıramadığı gerekçesiyle bir süre maaşını alamamış ve daha sonra özür dileyerek istifa etmişti. Sorumluluk almak, hata ve ihmali kabul etmek bir erdemdir. O dönemin başbakanı olarak emekli olan Japonya’da onlarca örnek sayabiliriz. Ülkemizde yaşanan yıkımın da siyasi olduğunu biliyoruz. Kimsenin sorumluluğunu üstlenmediği yıkımda henüz tam sayısını bilmediğimiz kayıplarımız var. Toplumun daha insanca yaşamak için bizi yönetenlerin gafletini “ama bu deprem şiddetliydi” ile değil, deprem öncesi ve sonrası hazırlıklarıyla yargılaması gerektiği bilincini geliştirmesi gerektiğine inanıyorum. deprem. İhtiyacımız olan şey kolektif hafızamız ve seçimimiz. İşte “Japonya doğal afetlerden ne kadar çabuk kurtulur?” sorusunun cevabı burada.

Japonlar yıkım önlemenin ötesine geçmiş, deprem çantası hazırlamak, mobilyaları evin duvarlarına yerleştirmek gibi birçok bireysel önlemi de almaktadırlar. Ne yazık ki benim güzel ülkemde bunları konuşmanın zamanı değil. Yıkılan binaların altında ölüyoruz.

İlginizi Çekebilir