deprem | Haber sitesi PolitikYol

Tüm güç, varlığı ve yokluğuyla, tek bir kişinin imajına zarar vermemek için çaba sarf eder. Ülkede imajı dışında hiçbir şeyin önemi yok gibi görünüyor. Değilse, o zamansadeceAdamım, eğer onu suçlu bulsalardı, zaten tüm suçu onun üzerine atarlardı.

Deprem yüreklerde ilk günkü tazeliğini koruyor. Yaşanan tüm acıları unutmak kolay olmayacak gibi görünüyor.

Geçmişte bu tür acılar unutuldu denilebilir. Büyük Marmara Depremini, Van ve İzmir’de yaşadığımız depremleri hatırlayın. Hep aynı acı. Ama bir süre sonra hepsi unutuldu.

Ama bu sefer tamamen farklı. Depremin büyüklüğü görülmemişti. Üstelik çok daha geniş bir alanı etkiledi. Tam on vilayette hasara yol açtı. Belki sen de hissettin.

Son olarak, deprem sonrası yönetim, depremin kendisinden çok daha belirleyiciydi. Dağınıklık, koordinasyon eksikliği ve malzeme eksikliği kayıpların ve ıstırabın artmasına neden oldu. Bazen kızdık; kendimizi çaresiz hissettik.

İktidardaki siyasetçiler de bunu hissettiler, ilk gün herkes sustu. Gerçekten böyle mi olmalıydı? Biz bilmiyoruz. Elimizdeki tek şey, geçmişte benzer durumlarla karşılaşan eski politikacıların tepkisi. Depremin hemen ardından halkın acısını siyasi hesap yapmadan paylaşan siyasetçilerin eylemleri hafızalarımızda hala tazeliğini koruyor. Bazıları hafızamızdan silmeye çalışsa da o günleri ve yaşananları hatırlıyor insan.

Daha önceki depremlerde görülmeyen bir şeyi bu depremde gördük. Belki de depremin büyüklüğünden ve hükümetin paniğinin yol açtığı panikten dolayı toplumu kutuplaştırma girişimine hepimiz tanık olduk. Bu daha önce hiç olmamıştı. Tehdit edildik. Zirvede iktidar olmak siyasi iradedir.

Bunca yıldır hükümetin kutuplaştırma çabalarının siyasi bir strateji olduğunu düşündük. Umursamadık. Samimi değiller, geçer dedik. Ancak bunun doğal bir tepki verme yolu olduğunu gördük. Hayatlarını böyle yaşadılar. Başka bir şey bilmiyorlardı. Bir düşünün, tüm hayatınız boyunca diğer kişinin düşmanınız olduğuna inandınız. Bu ruh hali nereye götürüyor?

Yetkililerin temsilcileri, üzerlerine herhangi bir suçlamanın yapıştırılmasına izin vermiyor. Onlar masum(!), saf(!). Bunlar süper(!) insanlar ve bu ülkenin bulabileceği en mükemmel(!) güç.

Burada “doğa“suçlamaya çalışacakları tek kişi”Harici güç“. Ama burada da AKP gibi muhafazakâr zeminde siyaset yapan anlayışta temel çelişkiler ortaya çıkıyor. Böyle bir eyleme, herhangi bir ilahi güçten bağımsız olarak doğa neden olabilir mi? Sonra kadere güven ve inançlar sorgulanmaya başlar. Bu köşeye sıkışmış durumu nasıl aşacaklar bilmiyorum.

On günden fazla zaman geçti. Hükümet şaşkınlığını daha ilk gün aşmış görünüyor. Eski İstanbul’un bayram partilerindeki kötü oyuncular gibi saç sakal bakanlar daha şimdiden televizyon ekranlarında yeni bir algı oluşturmaya çalışıyorlardı. Büyük tiyatroda oynamaya başladılar. Hatta bazıları kalem ve kağıt alıp yıkılan şehirler için yeni yerleşim yerleri tasarlamaya başladı. Pervasız ve olanlardan ders almamak. Acı çekmekle bile alay ediyor. Daha da kötüsü, korkarım ki bu insanlar yarattıkları imajın ve yaptıklarının farkında değiller. Ya da yirmi yılı aşkın iktidarın verdiği aşırı özgüvenle,bize bir şey olmayacak‘ Onlar düşünür.

Belli ki çok çalışıyorlar. En azından sağlanan görüntü bu. Geceni gündüzüne katmak. Daha önce Soma’da üstünü değiştirmeye fırsat bulamamış bir bakan gibi, bu sefer tıraş olmaya zahmet etmeyenler de acı hatıralarımıza iz bırakacak. Ancak artık sorun işlerinde değil. Sorun şu ki, yirmi yıl önce çalışmaya başlamadılar ve siyasi ve ekonomik kazanç adına bilimin öngörülerini görmezden geldiler.

Tüm güç, varlığı ve yokluğuyla, tek bir kişinin imajına zarar vermemek için çaba sarf eder. Ülkede imajı dışında hiçbir şeyin önemi yok gibi görünüyor. Değilse, o zamansadece” İnsan.

Onu suçlu bulsalardı, şimdiye kadar bütün suçu onun üzerine atarlardı.

Bazıları dener. Dış güçler diyorlar. Buna ABD sismik silahı diyorlar. Ancak ABD’nin neden bu kadar güçlü ve etkili silahları örneğin Rusya veya Çin’de değil de sadece Türkiye’de kullandığını yanıtlamıyorlar.

Burada “doğa“suçlamaya çalışacakları tek kişi”Harici güç“. Ama burada da AKP gibi muhafazakâr zeminde siyaset yapan anlayışta temel çelişkiler ortaya çıkıyor. Böyle bir eyleme, herhangi bir ilahi güçten bağımsız olarak doğa neden olabilir mi? Sonra kadere güven ve inançlar sorgulanmaya başlar. Bu köşeye sıkışmış durumu nasıl aşacaklar bilmiyorum.

Son olarak, bazıları CHP’yi insanları şaşırtmakla suçluyor. Onların “kentsel dönüşüm yasası“İtiraz etmeselerdi bu önlenebilirdi.

Bunları duyduğunuzda bir sorununuz var demektir. Kan beyninize hücum eder. Ama çaresiz, katlanıyorsun. Yazmaktan başka gücünüz yok. Sandık geldiğinde herkes gibi benim de bir oyum olacak.

Bütün bu ahlaksız davranışlar ve yanlış eylemler.DurmakSanırım benim halkım, “Ve böylece yaşam hakkını ilan etmiş olur” diyecek. En azından bu topraklarda sağduyunun çok fazla kaybolmadığına inanıyorum. Halkımın bilgeliğine güveniyorum.

güvenemem Ne alınan tedbirlere ne de alınacak tedbirlere güvenemem.

Yoksa bu benim sorunum mu? Bunu anlamak zor.

Sanırım yine bildiğimiz ilaca başvuracağız.

Bu zamanla ilgili.

İlginizi Çekebilir