Deprem sonrası iletişim | Haber sitesi PolitikYol

Türkiye derin bir sıkıntı içinde. Peki, şiddetli kaygı yaşayan insanlarla nasıl başa çıkıyorsunuz? Türkiye’nin artık ciddi anlamda iki duyguya ihtiyacı var. Birincisi güven duygusu, ikincisi ise merhamet duygusudur. Peki güven duygusu oluşturmak için ne yapılmalı? Annelik yapılmalı.

Her yıl sonunda bir sonraki yıl için tahminler yapıyor ve bu raporu markalarımızla paylaşıyoruz.

2023’ün sakatlayıcı zorluklar ve belirsizliklerle dolu bir yıl olacağını söylemiştik.

Çünkü karmaşıklık arttı.

Değişken sayısı arttı.

Belirsizlik büyüyor. Dünyada belirsizlik büyüyordu ve tabii tüm bunlar Türkiye’ye de yansıdı.

Art niyetli sorunlar yılı derken, sorunların kendine özgü, sorunların net olarak tanımlanamadığı, sorunların birbirine bağlı olduğu, çıkar çatışmalarının arttığı, sorunların tek bir çözümü olmadığı, doğru ve yanlışın olmadığı, bir çözüm bulmak zaman alıyor ve bulduktan sonra çözüldüğünü söyleyemeyiz.

Kötü niyetli konulardan bahsederken değerlendirmemiz bu iken, deprem gibi büyük bir sorunu kesinlikle beklemiyorduk.

Deprem, Türkiye’nin havasını büyük ölçüde değiştirdi.

Verilere baktığımızda duygusal olarak Kovid başlangıcına benzeyen bazı şeyler görüyoruz ama altında yatan duygu çok farklı, çok daha derin.

İnsanlarımız bir kez daha karanlıkta yön ve anlam arayışına girdiler.

Böylece Türkiye yeniden yas döngüsüne girmiş, yas döngüsünün ilk aşamaları olan inkar ve öfke aşamaları artık sona ermiştir.

Şimdi yavaş yavaş bir depresyon ve kabullenme aşamasına geçiyoruz.

Ana duygumuz yoğun kaygıydı.

Kaygı hissini doğru anlatabilmek için bir karşılaştırma yapmam gerekiyor.

Endişeli hissetmek ile korkmak arasındaki fark şudur; Korku duygusu üzerinde belirli bir düzeyde kontrol vardır.

Neyden korktuğunu bilirsen korkarsın.

Ama artık neyden korkacağını bile bilmiyorsa endişelenmeye başlarsın.

Türkiye derin bir sıkıntı içinde.

Peki, şiddetli kaygı yaşayan insanlarla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Türkiye’nin artık ciddi anlamda iki duyguya ihtiyacı var. Birincisi güven duygusu, ikincisi ise merhamet duygusudur.

Peki güven duygusu oluşturmak için ne yapılmalı?

Annelik yapılmalı.

Ama annelik yaparken ya da annelik duygusuyla konuşurken acıya basılmamalı.

Şu andan itibaren, gelecek hakkında konuşmamız gerekiyor.

Bu anne bilge bir anne olmalı. Şefkatli bir anne olmalı. Yardımcı bir anne olmalı.

Peki bu süreçte kime güvenip kime güvenmediğimiz konusunda veriler ne söylüyor?

Bilim insanlarına güven arttı.

Sağlık çalışanlarına güven arttı.

Yerel topluluklara ve STK’lara güven arttı.

Ancak özel işletmelerde durum böyle değildir. Özel sektöre güven azaldı.

Medyada da biraz güven var gibi görünüyor.

Peki insanlarımız güvenlerini göstermek için neyi bekliyor?

Afet bölgesinde iklim ve doğanın restorasyonu ile ilgili projeler bekliyor.

Projeler bölgede ekonomik toparlanma ve pozitif ayrımcılık bekliyor.

Kurumların personelini yeni becerilerle donatmasını bekler; arama kurtarma ekipleri olarak.

Bölgeyi iyileştirecek projeleri bekliyorlar.

Güvenilir bilgi sizi bekliyor.

Ve bu büyük fitnenin yol açacağı sistemli adaletsizlikle mücadele etmek için kurumların ne yapacağını merak ediyor. Yani büyük sosyal projelerin duyurulmasını bekliyor.

Bu soruları cevaplayan güven kazanır.

Kısacası yeni bir döneme girdik.

Ülkemizde çok şeyler var.

Bu psikolojik durum Covid kadar uzun sürmese de kesinlikle Covid’den daha yıpratıcı.

Yeniden ayağa kalkmayı öğrenmeliyiz.

Şu anda güvenilir kişi ve kurumlara ihtiyacımız var.

Cenin pozisyonunda birbirimize sarılmış bekliyorduk. Birinin gelip elimizi tutmasını ve bize yeniden nasıl adım atılacağını öğretmesini istiyoruz.

İlginizi Çekebilir