Parayı saçarsanız, ekonominin çarklarını döndürmek için ihtiyaç sahiplerine değil, zenginlere ve şehvet düşkünlerine gider. Parayı kesen bu şehvet düşkünleri hem siyaseti hem de ekonomiyi çarpıtır. Dünya acımasız.
DÜNYA GÜNDEMİ
Geçen haftayı bankacılık krizinin yatıştığı haberleriyle kapatırken, geçen haftayı bankacılık krizinin zirve yaptığı bir dönemle açtık. Silicon Valley Bank, ardından uzun vadeli harika Swiss Credit Suisse haberleri, piyasayı pamuklu çubuk gibi süpürdü. Piyasada Fed’in faiz oranlarını ilk etapta artırmayıp indireceğine yönelik beklentiler hakim oldu. Bunu bir pas geçme ve ardından 25 baz puanlık bir yükseliş izledi. Hafta boyunca sırasıyla bu üç beklenti öne çıktı. Ardından ABD yıllık üretici fiyat endeksi beklentilerin altında kalarak %4,6’ya gerilerken, “geçeceği” beklentileri ağır basmaya başladı.
Bankaların “battığı” söylentilerini önlemek mümkün mü? Daha önce dünyada ve Türkiye’de gördüğümüz gibi bu söylentileri durdurmanın kolay olmayacağını biliyoruz. Walter Baghout’un dediği gibi, “Her bankacı, argümanları ne kadar ikna edici olursa olsun, güvenilir olduğunu kanıtlamak zorunda kalırsa itibarının zedeleneceğini bilir.”
Fed kararını 22 Mart Çarşamba günü açıklayacak. Her zaman olduğu gibi Fed’in kendi programını uygulamaya devam edeceğini ve faiz oranlarını 25 baz puan artıracağını tahmin ediyorum. Tıpkı Credit Suisse’in varlığına rağmen ECB’nin 50 baz puan artırması gibi.
ABD’de son enflasyon %6’ya düştü. Avrupa Birliği’nde son enflasyon %8,5 oldu. Enflasyonun %2 ile %3 arasında olması arzu edildiğinden, ECB’nin daha sert kararlar almaya devam etmesi Fed’den daha anlaşılır.
Uzun zamandır savunduğum gibi dünyanın sorunu para bolluğu. 2008 mortgage krizi ve 2020 pandemi krizinden ortaya çıkan para bolluğu sorunun ana kaynağı. ABD ve Avrupa’da yeteri kadar banka yokmuş gibi Çin Merkez Bankası da para saçmaya başladı. Bu, azaltılmış açık piyasa işlemleri ve rezerv gereklilikleri yoluyla piyasaya yaklaşık 90 milyar dolar getirdi. Parayı saçarsanız, ekonominin çarklarını döndürmek için ihtiyaç sahiplerine değil, zenginlere ve şehvet düşkünlerine gider. Parayı kesen bu şehvet düşkünleri hem siyaseti hem de ekonomiyi çarpıtır. Dünya acımasız.
TÜRKİYE GÜNDEMİ
Cari açık, bütçe açığı ve borçlanma: Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Ocak 2023 için resmi olarak açıklanan cari açık 9,9 milyar dolardı. 2022 yılını 49 milyar dolar açıkla kapattık. Şubat 2023 Bütçe açığı 171 milyar TL olarak açıklandı. Veri geçmişinde bir giriş. Her zaman yazdığım gibi, hükümetin “olumsuz kayıtları” yok. Ocak ve Şubat ayı toplam iki aylık bütçe açığı 203 milyar liraya ulaştı.
2022’de Türkiye’nin borç çevirme oranı %235 oldu. Yani 100 lira borcu ödediğimiz anda yine 235 lira borç almak zorunda kalıyoruz. Borç bulamazsak borcumuzu bile ödeyemeyeceğiz. 2018’de yaklaşık% 160 idi.
Kısa vadeli dış borcumuz 196 milyar dolar. Ocak 2022’de cari açığımız 7 milyar dolardı. Bu yılı 10 milyar dolarla açtık. Depreme dayanıklı cari açık aylık bazda %30 arttı. Böyle devam edersek cari açığımız en az 65 milyar dolara ulaşacak. Kısa vadeli borç da 196 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Size 261 milyar dolara mal oldu mu? 65 milyar dolarlık bir deprem ekleyin ve 326 milyar dolar elde edersiniz. Adam gibi nefes alabilmemiz için Türkiye’nin yılda 300 milyar dolar alması gerekiyor. Bu tür banka takaslarıyla Türk ülkelerinden, Körfez ülkelerinden gelen 20-30 milyar dolarlarla düzelmez, hep bu para konuşulur ama gelen giden olmaz.
Oy: Dünya yanarken, Türkiye kendisine sıçrayan ateşi seçim benziniyle yakmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanlığı seçimini Milletler İttifakı’nın kazanacağının çok açık olduğunu düşünüyorum ama bir kafa karışıklığı var. Bunu sadece vatandaşlarımıza değil dünya fonlarına da karıştırmaları lazım ki daha Türkiye’ye gitmesinler.
Cumhurbaşkanlığı seçimini kesinlikle milletler ittifakı kazanacak. Muhalefetin birlik olmamasına, düşük enflasyona ve yüksek milli gelire rağmen Erdoğan 2018’de oyların %52’sini toplamayı başardı. Beş yılda Türkiye inanılmaz bir yıkım yaşadı. Erdoğan bu yıkıma karşı %50’yi bulsa bile büyük başarı olur. Notaras, Fatih İstanbul’u kuşattığında, “İstanbul’da Latin bir başlık yerine Türk sarığı görmeyi tercih ederim” dedi. Kılıçdaroğlu’nun başkanlığının garanti olduğunu ve oy sayılarının her parti içindeki noterler tarafından belirleneceğini düşünüyorum.
Cumhurbaşkanlığı seçimini kesinlikle milletler ittifakı kazanacak. Muhalefetin birlik olmamasına, düşük enflasyona ve yüksek milli gelire rağmen Erdoğan 2018’de oyların %52’sini toplamayı başardı. Beş yılda Türkiye inanılmaz bir yıkım yaşadı. Erdoğan bu yıkıma karşı %50’yi bulsa bile büyük başarı olur.
PAZAR
10 Mart tarihli MB’ye göre, Brüt rezervlerdeki düşüş devam etti. Altında geçen hafta yaşanan sert yükseliş, 17 Mart verilerinin yükselişini tetikleyebilir. Tahvil ve borsada yabancı yok. Şubat ayında döviz mevduat çıkışı son iki haftada durmuş görünüyor. Depreme dayanıklı kredilerdeki büyüme son üç haftadır devam ediyor. Son üç haftada ortalama 88 milyar TL. Ocak ve Şubat aylarında haftalık ortalama 55 milyar lira civarındaydı.
DOLAR/TÜRK LİRASI: Hedefimiz 21.5 ile 22 lira arasında değişmiyor. Hafta boyunca saatlik keskin yukarı yönlü hareketlerin ardından düşüşe geçerek eski seviyesinin bir tık üzerinde. Önce 18.98’e, ardından 19.02’ye yerleşti. Bu hafta 19.09’da yerleşecek gibi görünüyor.
BIST100: Hem S&P hem de D&J güçlü desteklerini aldı. Kötü bir hafta geçirdiler. Daha sonra kurtarmaya çalışsalar da teknik destek altındaydılar. Bist100’ün haftalık kapanışı 5090’ın altında olmamalı. Haftalık kapanışlar 5090 ve 5000’in altında düşmeye devam ediyor.
ALTIN/ONS: Bu beklemediğim bir şey olduğu ortaya çıktı. Daha uzun bir süre içinde 1965 doları görmesini bekliyordum. Şubat ayında bazı alımlar gördüm. Bu yüzden “1825$’a aldım, 1940$’a sattım” diye tahminde bulundum. Şubat alıcılarını çok hafife almışım.
Bu çıkış devam ederse, bu hafta 1865 doların altında kalmamalı. Şubatta kar olursa bu hafta Fed’in kararını ya da söylemlerini bahane olarak satabilirler. Bu 1916$’a kadar zayıflayabilir. Bence yukarı yönlü devam için 1916$’ı görse bile kapanış 1965$’ın üzerinde kalmalı.
EUR/USD: “Birkaç haftadır 1.05-1.08 aralığında dinlenmeme rağmen, 1.1180 hedefim yerinde duruyor.” Sanırım bu üçüncü hafta. Değişiklik yok. Kısa vadeli destek 1.0660, direnç 1.0810.
PETROL BRENTİ: Birkaç haftadır Brent petrol hedefinin 75 dolar ve 65 dolar olacağını tahmin ediyorum. Geçen hafta 71 doları gördü. 65 dolara düşse bile, henüz daha fazla altın beklemiyorum. Direnç 77,90 dolar ve 81 dolar.
Bitcoin: Haftalık 20.450 doların altına kapanmadığı sürece düşmeyecek. 29.000 dolar ciddi bir direnç. Onu kırmaya çalışsa da zirvede kalıp kalamayacağı yukarı yönlü hareketini belirleyecek.
DOLAR ENDEKSİ: Daha önce defalarca yazdığım gibi 105 puanın üzerini görse de üzerinde duramayacak. 103 puana kadar zayıflamayı daha yüksek bir ihtimal olarak görüyorum.
İlginizi Çekebilir
- İçişleri Bakanı Soylu: 3 vatandaşımız öldü
- BALKAN | Boşnak basını Fenerbahçe’nin yeni teknik direktörünü açıkladı
- BALKAN | Türk güreşçi Feyzulla Aktürk, Hırvatistan’da yapılacak Avrupa Şampiyonası’nda unvanını korumayı hedefliyor
- İngiliz ve Alman uçaklarından Rus uçaklarını önleyin
- BALKAN | Sırbistan’da Giovanni Guidetti dönemi
- BBP lideri Destichi: 81 ilde adayımızla sandık başına gitmeye hazırız
- BALKAN | Balkanlar’daki Türk Edebiyatı konulu “Edebi Sohbetler” yayımlanmaya başladı
- Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Karalar ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Böcekler depremzedeler için bir araya geldi
- Bakan Kuruluşu: İstanbul’da 1,5 milyon riskli konut taşınacak
- Microsoft, DDos tarafından saldırıya uğradı – Digital Age