Resmi makamları, sözde uzmanları deprem anında ne yapacağını bilemeyen bir ülkenin insanının deprem anında ne yapacağını bilmesini bekleyebilir miyiz?
Geçen hafta yazdığım bir yazıda deprem bölgesindeki binalara baktık ve gördük ki, istisnasız tüm bölge genelindeki binaların durumu depreme hazırlıklı değil, binaların yıkılma ve hasar nedenleri de benzer. 98 Mrorny depremindeki durum.denizler.
Bu hafta insanların durumunu incelemek istiyorum. Ancak bu incelemeden önce sizinle bazı bilgiler paylaşayım:
“Kahramanmaraş, jeolojik konumu nedeniyle tarihi ve aletsel dönemlerde şiddetli depremlere maruz kalmıştır. Doğu Anadolu fay sistemi ile tarih boyunca üç fay ilişkilendirilmiştir.retŞiddetli depremler yaşadı. Şiddetli depremlere gelince, özellikle Doğu Anadolu fayının batı kesiminin aletsel dönemde önemli sismik aktiviteye neden olmadığı ve sakin kaldığı kaydedildi. Bu özellikle Doğu Anadolu Fayı’nın Gölbaşı-Türkoğlu ve Türkoğlu-Antakya segmentleri (Ölü Deniz Fayı’nın Karasu segmenti) için geçerlidir. Bu da Kahramanmaraş ili için büyük bir risk oluşturmaktadır. Yine şehrin merkezinde yer alan Kahramanmaraş Fay Zonu (KFZ), Ahir Dağı’nın güney yamacında yer alıyor.”
…
“Bölgenin oldukça uzun sayılabilecek bir durgunluk döneminden geçmesi nedeniyle, Halk olası bir deprem tehlikesinin farkında değil. Bu durum tehlikenin boyutunu daha da artırmaktadır. Bu nedenle olası bir deprem anında can ve mal kaybının en aza indirilmesi önemlidir.içinde, karışıklıkûHinterlanddaki arazinin ayrıntılı bir araştırmasının yapılması ve tehlikeli bölgelerdeki yapıların boşaltılması gerekmektedir. Ayrıca, yeni oluşturulan köy, kasaba ve şehirlerin kurulması ve geliştirilmesi için yer seçiminde sismik aktivite ve deprem riski dikkate alınmalıdır. Statik hesabı doğru yapılmış betonarme ve depreme dayanıklı binalar sağlam temeller üzerine, aktif faylardan uzakta yapılmalıdır.
Okumakta olduğunuz bu satırlar Kahramanmaraş Valiliği ve AFAD tarafından hazırlanan ve 2020 yılında yayınlanan “Kahramanmaraş İl Risk Azaltma Planı”ndan alınmıştır.
Yetkililer tarafından da tespit edilen “halkın olası bir deprem tehlikesinin farkında olmadığı” gerçeği neden göz ardı edildi? Bu gerçek ortadayken neden istisnasız tüm yetkililer “depreme hazırız” açıklamaları yaptı? Ülkede neden afet yönetimi tatbikatları yapıldı?
Resmi makamlara göre deprem bölgesinde veya ülkemizin hiçbir yerinde depreme hazır köy/ilçe/bölge bulunmamaktadır.
Yetkililer, sadece rapor yazarak, sosyal duyurular yayınlayarak ve yılda bir kez yanlış tasarlanmış tatbikatlar yaparak halkı deprem anında ne yapılması gerektiği konusunda eğittiklerini düşünüyorlar. Bu şekilde akıl yürütmenin sonu ölümcüldür: İstediğiniz kadar rapor, bilgi okuyun, deprem sırasında ne yapılması gerektiğine dair istediğiniz kadar sosyal duyuru ve video izleyin, bir şeyler yapın: donun.
bina gParanın yüz binde birini harcayarak çok daha kısa sürede insanları depreme hazırlardınız çünkü kentsel dönüşüm yapacaktım ama yanlış yapılmıştı.
Bir insana deprem anında ne yapması gerektiğini öğretmenin tek yolunun tekrar tekrar alıştırma yapmak olduğunu tekrar tekrar belirtiyorum, başka yolu yok.
Bu konunun daha trajik yanı, ulusal afet yardım tatbikatlarında ve kamu spotlarında gösterilen uygulamaların hiçbirinin doğru olmamasıdır.
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depreminden yaklaşık 3 ay önce gerçekleştirilen “12 Kasım Deprem Anı” ülke tatbikatında, deprem anında tek bir yetkili ne yapacağını gösteremedi. Resmi makamları, sözde uzmanları deprem anında ne yapacağını bilemeyen bir ülkenin insanının deprem anında ne yapacağını bilmesini bekleyebilir miyiz?
Bu insanlar ve doğal olarak nüfusun çoğunluğu, “yaşam üçgeni” yönteminin, binanın çökmesi durumunda hayatta kalabileceklerini garanti ettiğine inanıyor.
Öncelikle belirtmek gerekir ki “hayat üçgeni” yöntemi 90’lı yıllarda ortaya atılan, doğruluğu hiçbir zaman kanıtlanamayan, daha da kötüsü insanları yanlış sonuçlara götüren bir yöntemdir.
Doğru yöntem Collapse-Track-Hold’tur ve bu yöntem sizi yıkılacak bir binanın altından canlı çıkarmak için değil, hasar görecek bir binadan canınız yanmadan çıkarmaktır.
Bulunduğunuz bina çökerse (tüm binaların yaklaşık %5’i), o anda aldığınız şekil hayatta kalmanıza yardımcı olabilir, ancak hayatta kalmanız mucizelere bağlıdır. Yıkılmayacak ancak hasar görecek ya da görmeyecek yapıların oranı yüzde 95 civarında ve amacımız sizleri bu yapılardan yaralanmadan kurtarmak.
Ülkede yapılan deprem tatbikatlarında bu gerçeklerden habersiz olan yetkililer, Çöküş-Track-Hold yöntemini bile doğru dürüst gösteremediler.
Halkın deprem anında içgüdüsel olarak, düşünmeden doğru eylemleri uygulamasını istiyorsanız, anaokulundan eğitim veriyorsunuz ve defalarca eğitiyorsunuz.
Ayrıca anaokullarında bile olmayan deprem çantalarını, olmayan toplama yerlerini (çocuk parkları deprem toplama yeri değildir) bile yazamadım.
Paranın yüz binde birini harcayarak halkı çok daha kısa sürede depreme hazırlardınız çünkü binayı sağlamlaştırırdım, kentsel dönüşüm yapardım ki o da yanlış yapılmıştı.
Bugün seçilen yol yanlıştır ve sonuç vermeyecektir.
Deprem hazırlığını sadece “yap, yık” zanneden rantçı zihniyetlerin yazdıklarımı anlamalarını beklemiyorum ama üzülerek söylüyorum ki 24 yıl önce dediğimi yapsalardı bugün biz olmazdık. onbinlerce ölü ve onbinlerce yaralıyla karşı karşıya.
İlginizi Çekebilir
- BALKAN | Modric, Dünya Kupası’nın en iyi üçüncü oyuncusu seçildi
- Haluk Levent: Yazmaya başladım yakında okursunuz
- 6 Şubat’tan sonra | Haber sitesi PolitikYol
- Kılıçdaroğlu Milli İttifakı başkan adayı: İttifak bize karşı gasp edilecek kadınların haklarını genişletme kararı aldı
- Mehmet Aslantuğ, TİP’ten milletvekili adayı oldu
- BALKAN | 2022, İsrail işgali altındaki Batı Şeria için yakın tarihin “en kanlı yılı” oldu.
- İmamoğlu ve Yavaş’tan İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’e ziyaret
- BALKAN | Avrupa’da turizm COVID-19 öncesi seviyelere yaklaşıyor
- CHP’li Kaboğlu: Türkiye uluslararası afet sözleşmelerine katılmalı
- ZAMAN-BALKAN | Alsar Vakfı, Berat