İlginç seçim | Haber sitesi PolitikYol

Finlandiya TürkiyeSeçim öncesi ortama göre daha sakin bir ortam var Seçim dönemi dışında sadece reklam afişlerinin yapıştırıldığı yerlerde parti ve aday ilanlarını görüyorsunuz. Sokaklarda böyle bayraklar yok, şarkıların çalındığı arabalar yok. Ali Abadai Finlandiya’dan yazdı

Uzun yıllardır Türkiye’de seçimleri takip eden biri için Finlandiya seçimleri çok ilginç. Türkiye’de son yıllarda pek görülmeyen olaylar gayet normal karşılanıyor. Önce seçim dönemine, sonra sonuçlara bakalım.

Finlandiya’da Türkiye’den farklı olarak milletvekili pozisyonu kalıcı bir iş olarak görülmemektedir. Maaşı iyi olsa da, işi olan insanlar genellikle parlamento seçimlerine hak kazanırlar. Finlandiya Parlamentosu’na üye olacaksanız adaylığınız olan partiyi bu milletvekilini getireceğinize ikna etmelisiniz. Küçük partiler çoğu zaman aday bulmakta zorlandıkları için aday olmak isteyen, kriterleri taşıyan ve oy getireceği düşünülen kişiler rahatlıkla yarışa girebiliyor.

Milletvekili oluyorum, ek gelir ve para alıyorum. Bundan sonra ömür boyu maaş fikri burada yok. Türkiye’de milletvekillerine verilen ek maaştan bahsederken insanlar size deliymişsiniz gibi bakıyor, kafalarında kısa devre var.

Türkiye’de partiler meclis listelerini hazırlıyor ve her ilden aldıkları oy oranına göre belli sayıda milletvekili seçiliyor. Finlandiya’da her adayın bir numarası vardır. Yani bir partiye değil adaya oy veriyorsunuz. Alınan oyların ardından her iki partinin ve milletvekili adaylarının alacağı paya göre meclis belirlenir.

SEÇMEKM ATMOSFERBEN

Türkiye’de seçimlerin yaklaştığını bir yabancı sokakta çalan şarkılardan, her yere asılan bayraklardan, afişlerden anlıyor. Buna kıyasla Finlandiya’da daha sakin bir seçim öncesi atmosfer var. Seçim dönemi dışında sadece reklam afişlerinin yapıştırıldığı yerlerde partilerin ve adayların reklamlarını görürsünüz. Sokaklarda böyle bayraklar yok, şarkıların çalındığı arabalar yok.

Bazı merkezlerde tüm partiler seçmen çekmek ve görüşlerini ifade etmek için seçim çadırları kuruyor. Ancak Türkiye’de kesinlikle böyle bir durum görmezsiniz. Tüm taraflar yan yana çadır kurup akşama kadar çalışıyor. Yani Türkiye’de HDP, MHP, AKP, CHP, İHL, TİP, Deva, Gelecek ve Saadet gibi partilerin yan yana sandık çadırları kurduğunu, farklı partilerden adayların birbirlerini selamlamak için çalıştığını düşünün.

Açıkçası hayal etmekte zorlanıyorum. Seçimler burada sorunsuz yapılıyor. Adaylar genellikle broşürlerini dağıtır ve neden milletvekili olmak istediklerini açıklar. Ara sıra kafelerde veya restoranlarda küçük etkinliklerle sorulara cevap veriyorlar.

Türkiye’de genç neslin bilmediği bir olay daha yaşanıyor. Seçimlere katılacak ana partilerin liderleri canlı yayında sorulan soruları yanıtlıyor. Aynı zamanda kimse birbirinin sözünü kesmez, sonuna kadar dinlerler. Söyleyecek bir şeyi varsa elini kaldırır ve garsondan konuşmasını ister. Bu noktada küçük bir kısa devre yaşadım.

Koalisyon ne olursa olsunrt sensıcak Fin iç mekanızordaİçkiyi herkes bilir. Bütçe açıkları, Ukrayna’da devam eden savaş ve yaşlanan bir nüfusun yerini alacak genç insan eksikliği başlıca endişeler.

SEÇMEKMLER VE YENİben hsenİLEUMET Senaryoları

Finlandiya dün sandık başına böyle gitti. Aslında erken oy verme süreci çoktan başlamıştı ama asıl seçim günü 2 Nisan’dı. Saat 20:00 itibariyle sonuçlar gelmeye başladı.

Tüm oylar sayıldı, henüz resmi olmasa da sonuç olarak Sosyal Demokratlar yani SDP dışında koalisyon çöktü. Ülkede rock yıldızı havasında olan Sanna Marin liderliğindeki SDP oylarını artırdı. Ancak en çok oyu alan iki parti Ulusal Koalisyon Partisi (Kokoomus) ve aşırı sağcı Finlandiya Partisi (Perussuomalaiset).

Sonuç olarak yaşananlardan bahsedecek olursak merkez sağ ve aşırı sağ %40,9 oy aldı. Ancak bu iki parti birlikte 200 milletvekilinden oluşan mecliste koalisyon oluşturamaz. Başka ortaklara ihtiyacı var.

Finlandiya Partisi göçmenlere, nüfusun yaşlanmasına ve ülkedeki bütçe açığına karşıdır. Macaristan örneğinde olduğu gibi mültecilerin ülkeye gelmesini istemiyor. İş bulup gelenler için şartların daha da zorlaştırılmasını da savunuyor. Ancak küresel ısınma adına izlenen politikadan memnun değil. Başlıca istekleri devlet yardımlarının azaltılmasıdır. Yani ekonominin düzeleceğini düşünüyorlar.

Koalisyon kurması beklenen Kokumus, kendisini merkez sağ liberal muhafazakar olarak tanımlıyor. NATO yanlısı ve Avrupa yanlısı. Ayrıca çok kültürlülüğü savunuyor, ancak İskandinav refah devleti anlayışına biraz karşı çıkıyor. 2019 seçimlerinde üçüncü oldular. Şimdi ya Finlandiya Partisi ya da SDP ile koalisyon kuruyor.

Açıkçası, ilk üç parti birbirine çok benzemiyor, ancak koalisyon oluşturmak için en az ikisinin ortak bir payda bulması gerekiyor. Buna bir veya iki küçük parti eklenir.

2015 yılında Kokoomus, Merkez Parti (Keskusta) liderliğindeki koalisyona girdi. Koalisyonun diğer ortağı ise Fin partisi oldu. Ancak bu koalisyon aşırı sağ dışındaki partilere başarı getirmedi ve bir sonraki seçimde oy kaybettiler. Son 8 yıldır koalisyonlarda yer alan Keskuş, bu seçimlerde yüzde 11.3 oranında oy kaybetti.

Seçimlerden önce hakim olan iki bakış açısı hala geçerlidir. Birincisi, Kokumus ile SDP koalisyonu. Bu durumda, önceki hükümetin çevre ve azınlık hakları gibi konulardaki iyileştirmeleri korunurken, önümüzdeki dört yıl farklı bir ekonomik programla devam ettirilebilir. Ancak bu senaryoda Finlandiya partisinin dört yıl içinde sandıkta galip geleceği korkusu var.

İkinci olasılık ise, daha önce aşırı sağla koalisyon halinde olan Kokumus’un yeniden deneyecek olması ve son dört yılın siyasetinin tersine dönmesi. Burada işleri karmaşıklaştıran, özellikle hemşireler ve öğretmenler gibi geniş açık alanların olduğu alanlarda çalışanların nasıl bulunacağıdır. Ve iki yıl içinde emekli sayısı artarsa, bütçeyi dengelemek için yapılması gereken kesintiler oldukça yeterlidir.

Koalisyon ne olursa olsun, herkes önümüzdeki dört yılın Finlandiya için zor olacağını biliyor. Bütçe açıkları, Ukrayna’da devam eden savaş ve yaşlanan bir nüfusun yerini alacak genç insan eksikliği başlıca endişeler. Ayrıca burası bir refah devleti olduğu için vergi oranları yüksek ve kimse vergileri daha fazla artırmak istemiyor.

İlginizi Çekebilir