Cumhur İttifakı’nın tek tipleştirici donukluğunun aksine, ittifak Türkiye’nin renklerini, gelecekteki politikalarını ve güncel sorunlara vizyoner çözümlerini ifade edecek şekilde tasarlanmalıdır.
Sürüş güvenliği konsepti olan ren geyiği testi ile başlayalım. Geyik testi, bir aracın yolunda aniden beliren bir nesneden manevra yaparak bir kazaya neden olmadan rotasına geri dönebilme yeteneğini ölçen bir testtir. Bir tür barınaktan esinlenerek, “geyik testi” adı altında İsveç’te ortaya çıkan bu test, 1970’lerin başında popüler oldu.
2-6 Mart arasında yaşananları, yaşanan her şeye toplum olarak tepkimizi, yaşananların arka planını ya da görünen yüzünü hepimiz düşündük, konuştuk, okuduk ki bu yola girmemin hiçbir anlamı yok. bu tekrar tekrar geçti. Millet İttifakı partileri, 21 yıllık tek parti iktidarında unuttuğumuz koalisyon huzursuzluğunu beş günde bize hatırlattı. Güçlü bir şekilde sallandı, aniden pistte nesneler belirdi, bazen bu nesneler arabanın hemen dışına fırladı!, manevralar yaptı ve piste geri döndü.
Birkaç ay önce cumhurbaşkanı adayı olarak kampanyasına başlayan ve 6 Mart’ta resmen açıklanan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu sınavı başarıyla geçerek, bu sınavın güvenini ve gücünü kazandı. İttifakın içine soru işaretlerinin konulduğu ve rakiplerinin isimlerinin belirlendiği 1 Mart’tan bu yana; Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal ağlarda ‘aday olma’ sözünün yaygınlaştığı 1 Şubat’tan çok daha güçlü.
Cicero’nun meşhur sözünü tekrar edip biraz değiştirirsem geleceğe bakacağım, çünkü bu beş günde gök kubbenin altında hiç söz yok, bunların bir kısmı doğru, bir kısmı uydurma. Deprem ile Millet İttifakı’nın adaylığı tartışması arasında, kaybettiğimiz bir tartışma yaşadık: Recep Tayyip Erdoğan üçüncü kez aday olabilir mi?
Bu, hemen Anayasa’ya ve 6 Mart yasalarına atıf yapmaya başlayan AKP’lilerin görmek istemediği bir Anayasa ihlalidir. Bir de hangi kanunla sandık başına gidileceği sorusu var. Deprem, haklı olarak bu demokrasi ve hukukun üstünlüğü tartışmalarını gölgeledi. Ama bu tartışmalarda AKP’yi bir oldubitti ile karşı karşıya getirmek çok önemli. Seçim Kanunu’nun partiler arasında tartışılması ve adayların tartışılması hukuk devletine zarar verecek bir durum olsa dahi bence mümkün olmalıdır. Zaman bize bunu gösterecek. Ama her şeyin dışında Cumhur İttifakı’nın adayı henüz belli değil. Bu adayın yasal dayanağı yok.
Bizim tarafımıza, muhalefete bakarak bitirelim. 6 Mart’tan sonra oluşan geniş toprak çökmeden büyümeli, aksine Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi “Türkiye’nin bütün renklerini kucaklayıp genişlemeli”.
Başta HDP olmak üzere tüm demokratik güçlerin içinde yer alacağı bir yapı oluşturulmalıdır. Bu, kimseyi masadan itmeden ve burada yaptıkları için kimseyi şevkle suçlamadan yapılmalıdır.
İçinde bulunduğumuz dönem, tutarsız olma ve kişisel veya grup hırslarını ifade etme zamanı değil. Seçimden sonra hepsinin kapısı açılabilir veya bu kapı tamamen kapatılabilir. Seçim bizim.
İlginizi Çekebilir
- BALKAN | Djokovic’in ABD turnuvalarına katılımı, Covid-19’a karşı aşının piyasaya sürülmesiyle tehdit ediliyor
- TBB’den Kızılay çalışanları hakkında cezai işlem başlatıldığına dair açıklama
- DEVA Partisi Erdoğan’ın adaylığına karşı çıktı
- Yarın Saadet Partisi tarafından organize edilen 5 parti olacak
- Fed faiz kararını açıkladı | Haber sitesi PolitikYol
- İBB Başkanı İmamoğlu, karbon fiber depremden korunma yönteminin İstanbul’da da uygulanacağını söyledi.
- DASK’a gönderilen tebligat sayısı 416 bini aştı.
- ChatGPT Slack’e geliyor – Digital Age
- 20 yılda Irak işgali hakkında soru | Haber sitesi PolitikYol
- BALKAN | ‘Yüzyılın felaketi’nden sonra Türkiye’ye Dünya Bankası’ndan 1,78 milyar dolar destek