Kayseri’deki Afgan Mültecilerle Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nden Zakira Hikmet, Afganistan’da kadınların “Taliban bizi almasın, bu ölüm daha onurlu” diyerek intihar ettiğini söylüyor.
Afgan Mültecilere Yardım ve Dayanışma Derneği’nin kurucularından Dr. Zakira Hikmet, Taliban’ın Afganistan’ın başkenti Kabil’i ele geçirmesinin ardından ülkesindeki durumu değerlendirdi DW Türkçe. Şu anda Kayseri’de yaşayan Hikmet, özellikle kız çocukları ve kadınlar için endişelendiğini belirterek, “Pek çok kadın ‘Taliban bizi almasın, bu ölüm daha onurlu’ diyerek intihar ediyor.
DW Turkish: Türkiye’ye ne zaman ve neden geldiniz?
Dr. Zakira Hikmet: 13 yıl önce Türkiye’ye geldim. Taliban döneminde liseden gizlice mezun olduk. Sonra Kabil’e gittim. Üniversiteye gitmeyi ve ayaklarımın üzerinde durmayı hayal ettim. Benim gibi diğer kızların hayaliydi. Pek kimsenin böyle bir şansı yoktu ama ben Kabil Üniversitesi’ni kazandım. Aynı zamanda farklı ülkelerden gelen bursları da takip ettim. Geçenlerde Türkiye’den burs almak için sınava girdim. Üç farklı sınavı geçtim ve Türkiye’ye okumaya geldim.
Türkiye’ye geldiğinizde Afganistan’da durum nasıldı?
2008’de Türkiye’deydim. Biliyorsunuz çatışmalar 1979’da başladı. Taliban 1994 yılında kuruldu ve 2001 yılına kadar bir Taliban hükümeti vardı. ABD hükümeti ve NATO güçlerinin Afganistan’a girmesiyle Taliban bir şekilde yok edildi. Ama yine de çatışmalar vardı. Gazne şehrindeydik. Hazar Türklerine karşı ciddi saldırılar yapıldı ve onlar hedef haline getirildi. Gazni’den Kabil’e gelmek istediğimizde yanımıza hiçbir şey alamadık. Mesela ben 2009’da Afganistan’a gittim. Öğrenciydim, küçük bir bilgisayarım vardı. Çok gergindik. Bir bilgisayar var, Taliban görürse bizi öldürürler… Ne yazık ki durum değişmedi.
Taliban altında yaşam, kızlar ve kadınlar için ne anlama geliyor?
Ölüm demektir. Tüm söyleyebileceğim bu. Durum o kadar kötü ki… Gördük, eski zamanlarda Afganistan’da gördük. Kadınlar evden çıkamadı. Kızların okulu yoktu. Artık onlar için sadece ölümü düşünebiliyorum.
ABD’nin Afganistan’dan çekilme kararı sonrası böyle bir tabloyla karşılaşabileceğimizi düşündünüz mü?
Haberi öğrendiğimizde sinir krizi geçirdik diyebilirim. Bu kadar erken bir zamanda tüm ülkeyi ele geçireceğini kimse düşünemezdi. Bu programlı mı yapıldı bilmiyorum şu an bir şey anlayamıyoruz. Kamuoyuna hiçbir şey açıklanmaz. Kimin eli olduğunu bilmiyoruz. Aslında Eylül’de çıkacaklarını söylediler, Eylül’e kadar daha iki hafta var. Afganistan’daki ABD Büyükelçiliği, “Taliban Kabil’e 72 saat veya bir hafta içinde varabilir” diyen bir makale yayınladı. Ama 72 saat bile sürmedi. Sekiz saat içinde Kabil’e vardılar. Şu anda, tüm Afganistan halkı bir huzursuzluk içinde. Özellikle kadınlar. Sosyal ağları takip ederim. Orada tanıdığım aktivistler, kadın hakları savunucuları, gazeteciler, hepsi gergin. Birçoğu dün WhatsApp veya Facebook’ta son durumlarını paylaşırken “Bugün işteki son günümüz” diyerek ağladı. Olanların çoğu artık basından çıktı. Ne yazık ki Afganistan’da birçok kadın intihar etti. “Taliban bizi almasın, bu ölüm bizim için daha onurlu” diyerek çatılardan atladılar. Mağazalardaki kadın fotoğraflarının üzerini boyayarak silmeye çalışanlar var. Bunun anlamı ne? Bu da 20 yıl önceki karanlık günlere dönüş anlamına geliyor. Bu, kadınlara ihtiyacımız olmadığı anlamına geliyor. Bu çok korkutucu.
Afganistan’da konuştuğunuz insanlar son durum hakkında ne diyor?
Ne yazık ki şu anda kimseyle görüşmüyorum çünkü Taliban elektrik santrallerini ve telefon kablolarını buldukları her yerde sökmüş durumda. Gazneli’den 1.5 haftadır haber yok. Ailem orada ama onlar hakkında hiçbir şey duymuyorum. Kimseyle konuşamam. Dün de Kabil’de telefon hattı yoktu. Herkesin yürüyerek bile kaçmaya çalıştığını biliyorum.
Uluslararası toplum bu aşamada ne yapabilir?
Biraz umutlandık. Bunu Afganistan’da kimse istemiyordu. Aslında ABD ve NATO güçleri Afganistan’ı terk edene kadar kadın hakları, çocuk hakları yani insan hakları alanında yeni bir politika oluşturulacağını düşündük. İnsanlar ölüyor, tüm dünya sadece izliyor. Bütün dünya Afganistan’ın batışını izledi, hiçbir şey yapmadı. Dünyaya şunu söylemek istiyorum: Lütfen Afganistan’ı yalnız bırakmayın. Onlar da insan. Afganistan’da doğmaktan biz mi sorumluyuz? Biz insan değil miyiz? Çocuklarımız çocuk değil mi? Onların suçu yok.
Peki Türk hükümeti ne yapabilir?
Afganlar Türkiye’yi çok seviyor. Afganistan halkı da Afganistan’daki askerlere çok düşkün. Onlara çok saygı duyuyor. 2006’da Mehmetçikov’u gördüğümüzde uzaktan selamlaştığımızı hatırlıyorum. Artık Türkiye’nin Afganistan’dan çekilmesi çok büyük kayıplara yol açabilir. Pek çok insan belki Türkiye’den destek alabileceğini umuyor. Barış istiyorlar. Dünyanın yüzünü görmedik. Şimdi Taliban imalı konuşuyor ama Afganlar buna inanmıyor. Hepimiz Taliban’ı çok iyi tanıyoruz. Herat vilayetinde hırsızlık yaptıkları için yüzlerini siyaha boyayan ve boyunlarına ip asan iki kişiyi sokaklarda gezdirdi. Üç gün önce oldu. Afganistan halkı Taliban’a nasıl güvenebilir? İnsanlar dehşet içinde nereye gideceklerini bilmiyorlar. “Ölümle tehdit ediliyoruz ama el bize yardım etmiyor.” diye düşünenler var.
Ülkenizi böyle bir durumda gördüğünüzde nasıl hissediyorsunuz?
Üç gün önce Taliban, Herat vilayetinde Taliban’a karşı savaşan bir lideri rehin aldı. Mikrofonu tutarak kendi kendine “Şu anda ne düşünüyorsun?” diye sordu. Onlar konuştu. Bu sahneyi gördüğümde sinir krizi geçirdim. Çok kötüydüm. Afganistan halkı umudunu yitirdi. Halkın direnişi vardı. “Taliban’a direnip gelmelerini engelleyebileceğimize” dair bir umut vardı. Ama bu umut tamamen kayboldu. O zamandan beri uyuyamıyorum. Endişeliyiz. hayranlıkla izliyoruz. Afgan halkı bunu hak etmedi.
Tartışma: Burku Karakaş
© Deutsche Welle Türkçe
İlginizi Çekebilir
- Microsoft, Bing chatbot’u SwiftKey’e ekler
- Özgürlük şarkısı bir şiddet enstrümanı tarafından söylenmez.
- Kartal Belediyesi’nden Dünya Kadınlar Günü’nde anlamlı etkinlik
- yüzyılın enkazı | Haber sitesi PolitikYol
- Keith ve Ahab | Haber sitesi PolitikYol
- İBB tehlikeli binaların yıkımına başladı
- BALKAN | Türkiye’nin Umut futbol takımı, hazırlık maçında Kosova’yı 4-2 mağlup etti.
- BALKAN | Balkanlar’daki Türk Edebiyatı konulu “Edebi Sohbetler” yayımlanmaya başladı
- Microsoft, GPT-4 Tabanlı Yardımcı Pilotu Tanıttı
- Muhalefet Türkiye’nin temel kararlarını alabilecek mi?