Kılıçdaroğlu: Kürt sorununu demokratik yollarla çözmeye ve terörü bitirmeye kararlıyız

Milli İttifak başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu: “Beni de dinleyin. CHP Kürt sorununun çözümü için ne dedi? kitabına önsöz yazmıştır. Kılıçdaroğlu, “Geçmişte olduğu gibi bugün de Kürt sorununu demokratik yollarla çözmek, terörü bitirmek ve anaların ağlamasını durdurmakta kararlıyız. Çünkü bu sorun sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, tüm Türkiye’nin ortak sorunudur ve çözümü ortak bir siyasi ve toplumsal mutabakatla gerçekleştirilecektir.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu “Beni de Dinle” Scala Yayınları’ndan çıktı. CHP Kürt sorununun çözümü için ne dedi? Kitap ismiyle birlikte çıktı. kitabın önsözü; CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu. Kılıçdaroğlu şu değerlendirmelerde bulundu:

“YENİ BİR DÜZENE GEÇELİM”

Bir Türk hayalim var! Zor bir ortamda, büyük değişimlerin umuduyla, insanımızın sonsuz güveniyle yeni bir düzene doğru yola çıktık… Çünkü benim bir hayalim var… Korkunun değil güvenin, güvenin olduğu bir Türkiye hayali bu. vatandaşlarını nefretle değil sevgiyle birleştirir. Bölen değil uzlaştıran, çatışan değil birleştiren, düşman değil kardeşleştiren bir Türkiye hayali bu.

KİMLİK TEHDİT DEĞİL, ZENGİNLİK OLAN Türkiye

Vatandaşlarını birbirinden ayıran, kin, öfke, kin ve korku eken, insan haklarını ayaklar altına alan, adalet mekanizmalarının adaletsizliğe yol açtığı, diz boyu adam kayırmanın, beceriksizliğin ve kanunsuzluğun olduğu, savaş halinde olan değil. komşularla ve hatta tüm dünyayla; Bu, iç huzurunu sağlamış, vatandaşlarının kendilerini eşit, özgür, güvenli ve dolayısıyla mutlu hissedeceği bir Türkiye’nin hayalidir. Farklı dillerin, inançların, etnik kimliklerin ve fikirlerin bir tehdit olarak değil zenginlik olarak görüldüğü, vatandaşlarının etnik, dinsel veya entelektüel farklılıklarının ideal olarak çalışan bir organizmaya dönüştürüldüğü demokratik, laik bir Türkiye hayalidir. kutuplaşma değil ülkeyi güçlendirme.

HUKUK YETKİLİLERİNİN İNSAN HAKLARINI KORUDUĞU TÜRKİYE’NİN HAYALİ BU

Bu devletin vatandaşına kaygı değil güven verdiği bir Türkiye hayalidir. Kolluk kuvvetlerinin sistematik olarak insan haklarını ihlal etmediği, onları koruduğu Türkiye’nin hayali bu. Suçluları koruyan, suçluları cezasız bırakmayan, yargılayan adalet sisteminin tam anlamıyla işlediği Türkiye’nin hayali budur. Bu, bir avuç yandaşının fakirin ekmeğine aç olduğu bir Türkiye değil, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, refah devletinin gerçekleştiği bir Türkiye hayalidir. Zavallı vatandaşa merhamet ederek değil, insan onuruna yakışır yöntemlerle; Taraftar-muhalif ayrımı yapmadan desteklediği Türkiye’nin hayali budur.

TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ BİRLİKTE KURANLARIN HAYALİYDİ

Kurtuluş Savaşı’nda omuz omuza verenlerin, kıtlık günlerinde ekmeğini, suyunu paylaşanların, Türkiye Cumhuriyeti’ni birlikte kuranların hayaliydi. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesi bu hayalin tek bir cümleyle kristalize edilmiş ifadesidir. Gizli planlarım yok; Uzun yıllardır tüm halkımızla paylaştığım net bir Türkiye hayalim var. Ülkemizin ilerlemesinin, büyümesinin ve genişlemesinin önündeki en büyük engellerden biri olan Kürt sorununun çözülmesi, iç barış ve huzurun sağlanmasının sağlanması, bizi demokratik bir hayale yaklaştıracak en büyük adımlardan biri olacaktır. Hindi.

YERİNİ KORUMAK İÇİN KARAR SÜRECİNİ KULLANIYOR

Bu nedenle, SEP iktidarının yıllardır bu sorunu çözmeye yönelik tüm engellemelerine, manipülasyonlarına ve gizli planlarına rağmen çözüm önerilerimizi cesurca ve şeffaf bir şekilde ortaya koyuyoruz. Kürt sorununun çözümü adına ‘biz bu konuya kafa yoruyoruz’. Bu sorunu çözmek için kefenimizle yola çıktık. “Bu yolda baldıran zehri içmemiz gerekiyorsa içeriz” diyen Tayyip Erdoğan, sırf koltuğunu korumak için karar sürecini suiistimal ederek kendisi dışında tüm toplumu zehri içmeye zorladı. SEP’in “karar süreci” dediği şey için çok büyük bir bedel ödedik ve ödemeye devam ediyoruz.

BU TÜRKİYE’NİN GENEL SORUNU

Ancak bu süreçte, bu sorunun kapalı kapılar ardında değil, millet iradesinin tecelli ettiği, siyasi ve toplumsal mutabakatla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çözüleceğini ısrarla vurguladık. Çözüm sürecinde TBMM’ye açık ve somut teklifler sunduk ve bu teklifleri destekledik. Dün olduğu gibi bugün de Kürt sorununu demokratik yollarla çözmeye, terörü bitirmeye, anaların gözyaşlarını söndürmeye kararlıyız. Çünkü bu sorun sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, tüm Türkiye’nin ortak sorunudur ve çözümü ortak bir siyasi ve toplumsal mutabakatla gerçekleştirilecektir.

Bu acıları oturma aşkıyla istismar edenlerin yaşını kapatmaya kararlıyız.

Kürt meselesinin bu ülkenin tüm vatandaşlarının kişisel tarihlerini etkileyen acı sonuçları vardır. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bu ülkenin her şehri, köyü, kasabası bu sorunun acısıyla projelendirildi. 100 yaşında olan Türkiye Cumhuriyeti ve bu cumhuriyetin yaşamasına destek olan sabırlı vatandaşları, gelecek asırlarda bu tür acıları hak etmemektedir. Bazı ideolojik veya siyasi hesaplarla bu acıları istismar edenlerin çağını kapatmaya, AKP’nin yarattığı molozların altından ülkeyi kurtarmaya, molozları tamamen kaldırıp yeni bir Türkiye inşa etmeye kararlıyız.

KOMİS ÇATISI ALTINDA TARTIŞMAYA AÇIĞIZ

Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konuda büyük bilgi birikimimiz ve tecrübemiz var. Üstelik bu birikimi evde tutmadık, seçimden seçime kullanmak üzere tozlu raflarda tutmadık. Bütün önergelerimizi TBMM çatısı altında tartışmaya açtık. Ama daha karar sürecinde bile SEP bizim önerilerimizi engellemeye ve CHP’yi kararın karşısına koymaya çalıştı. Ömrünü insan haklarını korumaya adayan ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin adalet ve insan hakları mücadelesine önemli katkılarda bulunan Milletvekilimiz Sezgin Tanrıkulu, bu kitabında Kürt sorununun çözümüne yönelik çabalarımızın ne kadar gerçekçi ve somut olduğunu aktarıyor.

Karar sürecinde CHP’nin sesi duyulsaydı, Türkiye Cumhuriyeti; 100. yılına ekonomik bir kriz ya da toplumsal kutuplaşma içinde değil, bir kutlama havasında girecek. Aslında bu kitapta da okuyacağınız gibi IWP’nin önerileri, çözümün ancak toplumsal mutabakat ve iç barışla mümkün olabileceği gerçeğine dayanmaktadır. CHP olarak bir Türk hayalimiz var. Bu hayal, ülkemizin birlik ve beraberlik içinde, vatandaşlarımızın ise barış ve kardeşlik içinde eşit ve özgür bir yaşam sürdürebileceği müreffeh bir Türkiye’dir.

DÜNYA BU DEVLETİN AÇTIĞI YARALARI BİZ AMELİYAT EDECEĞİZ

6 Şubat 2023 depreminden önce yapı denetim mekanizmalarını devreye sokmayan, depremin hemen ardından müdahale etmeyen, böylece afeti büyüten ve onbinlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan bu hükümetten ülkemizi kurtaracağız. vatandaşlarımız. Bu iktidarın açtığı yaraları birbirimize sarılarak, barışarak saracağız.

BU GEMİYİ BU GÜZEL LİMANA ULAŞTIRMAK İSTİYORUZ

Gelecek nesillere güçlü, demokratik, laik, yapısal sorunlardan arınmış, temeli depreme karşı sağlamlaştırılmış bir Türkiye bırakmak için bu gemiyi bu güzel limana getirmekte kararlıyız ve mutlaka başaracağız!”

İlginizi Çekebilir