KKM: Koruma sağlamayan para yatırma!

KKM’nin çıktığı hafta yazdım; “Son AKP tavşanı” dedi. Son tavşanı da afiyetle yediler. Sadece bir yıllık zaman satın aldılar. Döviz kuru yeniden yükselmeye başladı. Atlamadan önce sadece bir tık. Faiz oranları da yükseliyor.

Geçen haftanın en çok tartışılan gündemi KCM hesaplarının halka verdiği kayıplar oldu. Hazine zaten KCM’den kaynaklanan zararları düzenli olarak yayınlamaktadır. Hazine 2022 yılı için 92,5 milyar lira açıkladı. TCMB’nin yıllık raporunda “diğer” kalemler arasında 90 milyar liralık zarar sıralandığında, bunun “KCM’den kaynaklanan” bir kayıp olduğu net olarak değerlendirildi.

Bazı iktisatçılar da CCM sonucunda vergiden muaf tutulan kurumların bir kısmı nedeniyle 20 milyar liraya yakın vergi zararı kaydetti. Kısacası KKM hesabının devlete zararı 2022 için 200 milyar lira civarında. 2022 kurunu 16,80 lira olarak alırsak, kayıp yaklaşık 12 milyar dolar olacak.

Hazine’nin kur ve vergi zararlarından doğan zararına katılıyorum. Sonuç olarak hazine, girdi verisi olmayan konu için kur farkını ödemektedir. Öte yandan, vergi zararına uğrar. Ama MB tarafına katılmıyorum. Tamam, bilanço gibi bir kayıp yöntemi. Genellikle acıyor mu?

Yatıran kişi, KCM hesabına 100.000 $ yatırmak istiyor. MB 100 bin dolar alıyor, TL veriyor ve mudi bankası bu TL’ye vadeli mevduat hesabı bağlıyor. Bir adam dolarını isteyince MB ona 100 bin dolar verir. Tabii MB hesaplara giriş çıkışlar 100 bin dolar olarak değil 100 bin dolar değerinde lira olarak yapılıyor. Hayali bir kur farkı kaybı olabilir. Ayrıca TL’nin 100.000$’a çıkarılması enflasyonist bir etkiye sahip olabilir.

Hatta KKM hesabı başlangıçta devlet bütçesine ciddi destek sağladı. Hükümet başsız tavuk ekonomisini tanıtmasaydı ve diğer para ve maliye politikacıları tarafından KCM’nin getirilmesini desteklemeseydi, bugün halk KCM hesabının tehlikelerinden bahsetmezdi bile. Ama iktidar yıllardır kendini ve günü kurtarmakla meşgul.

KCM yardımcı olabilir! Ne yazık ki, bu sadece krizi geciktirdi; Aralık 2021’de dolar beklenmedik bir şekilde 18.36 liraya yükseldi. KKM müdahale etmeseydi nasıl duracaktı, 2022’de dolar ortalaması ne olacaktı? Tahmin etmek zor. KKM ile en azından doların alevini söndürdüler.

2022’de cari açığımız 50 milyar dolar. KKM olmasaydı ve 2022 yılını dolar ortalama değeri 20 lira ile kapatsaydı; Devletin yükü ne olacak?

20-16.80 = 3.2 lira. 50 milyar dolar * 3.2 = 160 milyar lira ek yük.

Hakan Kara ise 2022 yılı için nüfusun açık döviz pozisyonunun (döviz rezervleri ve dövize endeksli yükümlülükler hariç) 258 milyar dolar olduğunu açıkladı. Doların 1 lira değer kazanması 2022’de topluma 258 milyar lira ek yük getirecek. 2022 doları ortalama 16,80 lira yerine 20 lira olunca, 3,2 liralık ek yük de 258 milyar dolara çıkıyor. 825 milyar lira.

Eroin seviyesinde dövize bağımlıyız ama ülkede döviz yok. Ocak-Şubat döneminde dış ticaret açığı 26 milyar dolar. Vatandaşlar ve şirketler tasarruf için dövize ihtiyaç duymazlar. Merkez bankası döviz üzerinde baskı kuruyor.

KKM’nin çıktığı hafta yazdım; “Son AKP tavşanı” dedi. Son tavşanı da afiyetle yediler. Sadece bir yıllık zaman satın aldılar. Döviz kuru yeniden yükselmeye başladı. Atlamadan önce sadece bir tık. Faiz oranları da yükseliyor. MB verilerinden 32-91 gün vadeli mevduatın ortalama faiz oranının %28,10 olduğu görülmektedir. Mevduata olan bu faiz 2003 yılındaydı. Şimdi KKM hesaplarındaki azami faiz oranını kaldırdılar. Faiz bir yandan yükselecek.

Aylardır yazdığım gibi Türkiye büyük bir kriz içinde. Ertelenmiş kur ve faiz sarmalı boğazımıza düğümlendi. Öte yandan kredi destekli tüketim “pahalanır” korkusuyla ekonomiyi daha ne kadar ayakta tutar bilemiyorum!

Hakan Kara’ya göre bugün nüfusun döviz açığı 280 milyar dolar. 2023’te 60 milyar dolar cari açığımız olacak gibi görünüyor. En iyi koşullarda enflasyon %50’nin üzerinde kalacak. Yerli ve yabancı tüm ekonomi oyuncuları doların reel fiyatının 22 ila 25 lira arasında olmasını bekliyor.

Eroin seviyesinde dövize bağımlıyız ama ülkede döviz yok. Ocak-Şubat döneminde dış ticaret açığı 26 milyar dolar. Vatandaşlar ve şirketler tasarruf için dövize ihtiyaç duymazlar. Merkez bankası döviz üzerinde baskı kuruyor. Buna rağmen yıl sonunda dolar 18,50 liradan 19,20 liraya yükseldi. Tüm baskılara rağmen ithalat için ödemek zorunda olduğumuz döviz talebi doların fiyatını yükseltiyor.

Eylül 2021’de dolar 8,50 liraydı. Bir buçuk yılda %225 artarak 19,10 oldu. İhracatçımız hala ihracat yapabilmek için doların 24 lira olmasını şart koşuyor. Bu artışa rağmen ithalatımız artıyor, ihracatımız geriliyor. Çünkü ithalatımızın tamamına yakını hammadde ve ara malı. İthal edemezsek üretemeyiz, ihraç edemeyiz. S&P haftanın son gününde Türkiye’nin kredi notunun görünümünü durağandan negatife çevirdi. Piyasalar açılınca etkisini göreceğiz.

Yeni hükümet, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük enkazını devralacak. Demirel’in “70 kuruşa ihtiyacımız var” dediği günler artık gül bahçesine döndü. Yeni hükümet 1978 Ecevit hükümeti olabilir. Son 5 yılın tüm beceriksizliği ve dünya çapında uygulanan ambargonun yarattığı ekonomik çöküş Ecevit’in üzerine yüklendi. Hatta şeytan diyor ki, “Oyunu Erdoğan’a verin; yarattığı molozun altında kalsın”; ama mantık “demokrasi cumhuriyet der, bu blokajın altında canınız yanar” der.

PAZAR: 24 Mart itibarıyla MB’ye göre; MB Bank’ın brüt döviz rezervleri 2,2 milyar dolar azaldı. Hissenin yurt dışına 113 milyon dolarlık çıkışı var. BDDK’ya göre; Kredi kullanma hevesi artıyor. Haftalık artış ise 111 milyar lira. Mart ayında ortalama haftalık kredi tutarı 89 milyar liraya yükseldi.

Hatta şeytan diyor ki, “Oyunu Erdoğan’a verin; yarattığı molozun altında kalsın”; ama mantık “demokrasi cumhuriyet der, bu blokajın altında canınız yanar” der.

DOLAR/TÜRK LİRASI: Hedefimiz 21.5 ile 22 lira arasında değişmiyor. Son dönemde hem iç hem de dış piyasa oyuncuları 24-25 lirayı konuşmaya başladılar. Ocak ayının başından bu yana hafif bir artış var. Mart ayı başlarında bir sıçrama yaptı. Geçen hafta başka bir sansasyon yarattı. Bu hafta bir sıçrama daha yapmazsa 19.28 – 19.33 arasında haftayı, bir sıçrama yaparsa 19.40 pound civarında kapatabilir. Derecelendirme kararı bıçak sırtında olan S&P’nin dolar karşısında sert bir hamle yapma ihtimali de var.

BIST100: Hem S&P hem de D&J, bankacılık krizi hafifledikçe desteklerini yeniden kazandılar ve yukarı yönlü potansiyelleri var. BIST100; ABD ve Avrupa pazarlarına ayak uydurabilecek mi? Görelim. Ancak bugüne kadar hükümetin nezaretinde ayakta duran borsamız, hükümetin seçimlere yönelmesiyle sahipsiz kaldı. Beni korkutuyor. Yükselecekse 5080 puana ulaşması gerekiyor. Gol atamadığı sürece 4300 puan sağlam bir hedef olmaya devam ediyor. 5150 ve 5450 direnç noktaları.

ALTIN/ONS: Geçen hafta kârda büyük bir satış gördüğümü ve kâr alımının geçen hafta da devam edebileceğini belirttim. Öyleydi. Bu hafta 1940 puanı destekleyin. Kırılırsa gevşeklik 1825-1875 dolar arasında devam edecek.

EUR/USD: “Birkaç haftadır 1.05-1.08 aralığında dinlenmeme rağmen, 1.1180 hedefim yerinde duruyor.” Sanırım beşinci haftada. Değişiklik yok. Kısa vadeli destek 1.0660, direnç 1.0810. Geçen hafta 1.0810 direncinin üzerinde tutunmaya çalıştı. Nisan ayının ikinci haftasına kadar 1.0810 seviyesini koruyacağını tahmin ediyorum.

PETROL BRENTİ: 65-70$ seviyesinin güçlü bir destek olduğunu ve kırılmasının kolay olmayacağını belirttim. Kuzey Irak’ta bankacılık krizinin hafiflemesiyle ve petrol arzının durgunlaşmasıyla 70 dolara düşen Brent petrolü 80 doları gördü. 81,65 doların ciddi bir direnç olduğunu düşünüyorum. Bu hafta bu seviyenin üzerinde kalabilirse, tekrar 86 dolara yükselebilir.

İlginizi Çekebilir