Eşyalar değişse de canavar (Leviathan) değişmez. Kendini yok etmeden ölmez, öldürmeye devam eder. Türk izleyicisi bu çaresizliği o kadar iyi anlıyor ki Leviathan, devlet, egemenlik ve iktidar meselesi çerçevesinde bir Türkiye panoraması sunuyor.
2003’te Geri gelmek (Geri dönmekLeviathan ile sinemaseverlerin gönlünde taht kuran Andrei Zvyagintsev’in dördüncü uzun metrajlı filmi Leviathan, Cannes Film Festivali’nde en iyi senaryo ödülünü kazanarak dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
Leviathan, etkileyici sinematografisi ve güçlü hikaye anlatımıyla yeni Rusya için uygun bir alegori. Edebi ve estetik açıdan güçlü olan film, politik yönüne rağmen Thomas Hobbes’un eserlerinden ve Eski Ahit’ten ilham alıyor. Leviathan, Hobbes’un romanında devlet için bir metafor olarak tanımlanan bir canavar ve Eski Ahit’te İsrailoğullarının düşmanı eski bir yılan olarak tasvir edilen dev bir yaratıktır.
Rusya’yı özel mülkiyet, adalet, hukuk ve din kavramları etrafında yeniden tanımlayan Zvyagintsev’in siyaset anlayışı, salt çıkara dayalı yozlaşmış iktidarın çürümüş düzenine ışık tutuyor. Kıyıda yatan dev bir balina iskeleti, yozlaşmış bir sistem ve devlet için güçlü bir metafor.
Rusya’nın kuzeyindeki Barents Denizi kasabasında doğup büyüyen Nikolai, büyükbabasının evini kamulaştırma kararına direnir. Nikolai karşılık verirken Başkan Vadim’in yöntemleri sertleşmeye başlar.
Nikolai, kendi ahlaki değerleri olan çok sert ve cesur bir kişidir. Vadim ise yozlaşmış bir bürokrasinin tüm değerlerini benimsemiş, son derece bencil bir belediye başkanıdır. Nikolai’nin tek koruması, avukat arkadaşı Dimitri elinden gelen her şeyi yapar ama dev bir canavar olan devlete (Leviathan) karşı hiç şansları yoktur…
Leviathan zekice çekilmiş bir politik film. Her türlü eleştirel görüşü sinematik bir estetikle ortaya çıkarmayı başarıyor ve iktidar kavramı devletin elinde oldukça sistemin acımasızlaştığını söylüyor. Kişilik, kendine hizmet eden bir düzen oluşturur ve tüm değerler çıkar uğruna harcanır. İnsanlar bu kadar bencil ve açgözlüyken sapkın bir sistemin inşası burada başlıyor. Bireyin yararına örgütlenen devlet, bireyden önce bir yere sahiptir. Çalıyor, vuruyor, öldürüyor… Novorossiya’yı anlatan Zvyagintsev adeta yeni bir Türkiye çiziyor.
Leviathan ile ilgili hikayenin alt metni, J. Jacques Rousseau’nun şu sözlerini akla getiriyor; Başkalarını bir an için dünyadan uzaklaştırmak, onları bu dünyaya dönme hakkından mahrum etmeye yeter mi? Bir kişi veya kişiler, bir ülkeyi zorbalık ve düzen ile ele geçirip, tüm insanlardan mahrum bırakıp yaptıklarından dolayı ceza görmezler mi? Çünkü genel olarak diğer tüm insanları doğanın onlara verdiği yiyecek, içecek ve oturmadan mahrum eder. (Russo, 2006)
Güç, iktidar ilişkileri, yolsuzluk gibi konular canavar metaforu üzerinden işlenen filmde güven teması da hikâye paralelinde ele alınıyor. Nikolai Lily’nin eşi ile arkadaşı Dmitry arasında yaşananlar birer birer güçlü bağları koparır. Bir rahiple yapılan görüşmede dinin kalıcılığı sorgulanır ve kiliseye hâlâ güvenip güvenemeyeceğimiz sorusu akıllarda kalır. Devlet büyürken ve özgürlük bu hızla azalırken, adaletin hiçbir anlamı yok.
Eşyalar değişse de canavar (Leviathan) değişmez. Kendini yok etmeden ölmez, öldürmeye devam eder. Türk izleyicisi bu çaresizliği o kadar iyi anlıyor ki Leviathan, devlet, egemenlik ve iktidar meselesi çerçevesinde bir Türkiye panoraması sunuyor.
Katmanlı anlatım yapısı ve sinematografisi ile Zvyagintsev, Günümüz Rusya’sını anlatırken eleştirel oklarını hem topluma hem de devlete yöneltiyor. Rus toplumunun siyaset, silah ve alkolle mücadelesini vurguluyor.
Zvyagintsev, çok katmanlı anlatı yapısı ve sinematografisi sayesinde günümüz Rusya’sını anlatan eleştirel oklarını hem topluma hem de devlete yöneltiyor. Rus toplumunun siyaset, silah ve alkolle mücadelesini vurguluyor. Tüm gerçekliğiyle Rus toplumunun “sosyal manzarasını” temsil ediyor.
Filmden gelen soru şu: “Leviathan ile savaşabilir misin?”
Yetkililer vatandaşlarının kafasına balyozla vururken, öncelik “devletin bekası” iken, herkes bunu dini irade ile açıklamaya çalışıyor, bu çürümüş sistemde siyaset çoktan yıkıldı, mücadele etmek mümkün değil Leviathan artık.
Zvyagintsev, iktidar, yozlaşma ve toplumsal ilişkiler bağlamında evrensel temalara odaklanır ve evrenselden yola çıkarak muhteşem bir politik eser yaratır. Yozlaşmış bir sistemin ve otoritelerin dilediği gibi hükmettiği ülkemizde, biz izleyiciler olarak bağ kurmak hiç de zor değil…
İlginizi Çekebilir
- Tanal CHP: Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde vatandaşın ampulüne el konuldu. 14 Mayıs’ta insanlar ampulü söndürdü
- BALKAN | Çek Cumhuriyeti’nde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini eski Genelkurmay Başkanı Pavel kazandı.
- BALKAN | Dünya Kupası için Katar’ı 1,4 milyon kişi ziyaret etti
- CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Halk soğuk nedeniyle hafif hasarlı evlerine dönmek zorunda kaldı. İnsanlara yardım ulaştır!”
- BALKAN | Paris saldırısının zanlısı yine tutuklandı
- BALKAN | Fransa parasetamolün internetten satışını yasakladı
- VGS: Depremle ilgili provokatif paylaşımlar yapan 29 kişi tutuklandı
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Depremin yol açacağı tahribatın maliyetinin yaklaşık 104 milyar doları bulacağı anlaşılıyor. Hiçbir ülke bu büyüklükteki bir felaketle tek başına baş edemez.
- Zurnanın “zirt” dediği yer neresidir?
- Popülizm ve ikna mücadelesi | Haber sitesi PolitikYol