bükülmekÖzel TTürkler barış ve refah istiyorsa Kürtlerin taleplerini karşılamanın yollarını bulmalıdır. Buradan ““Tehdit” edecek çok insan olacak ama hemen söyleyeceğim ki araştırmalarımdan bunun böyle olduğunu anladım. “bu “sert politika” Kürtlere Türklerden daha az zarar veriyor.
Bilim adamları konuşur. Bir toplumda farklı gruplar varsa, gruplar içinde “biz” duygusu gelişmişse ve gruplar arasında yabancılaşma varsa o toplumda çatışma kaçınılmazdır. Bu ifadeler bizi anlatıyor değil mi? Yaşadığımız toplumda ortak bir kimliğimiz olduğunu düşünmüyorum. Belki tamamen yok denilemez ama detaylı düşünülürse insanın var olduğundan şüphe edilir. Bu bilimsel araştırmaların sonucudur. Kimse komşusunun Kürt, Alevi ve şimdi de Suriyeli olmasını istemez.
Yine, bilim adamları kimlikler arası bir çarpışma olasılığı konusunda uyarsalar da (jeologların depremlerle yaptığı gibi), kimsenin umurunda değil. Bu yüzden ip uzadıkça onu geren siyasetçilerdir. Toplumu kutuplaştıran işlerden vazgeçmek yerine, büyüdükçe kutuplaşmayı artırıyorlar. Biz de sandık başına böyle gidiyoruz.
Önümüzdeki günlerde Milletler İttifakı’nın liderini açıklayacak. Bu açıklandığında Milletler İttifakı ile Halklar İttifakı arasındaki gerilim tavan yapacak. İlişkilerini küfür düzeyine getiren siyasetçiler inşallah bu kez bunun altına düşmezler. Çünkü yakında insanlar “Adeb!” isyan edecek.
Bu iki İttifakın birçok farklı fikri olsa da, ortak bir noktaları olduğunu düşünüyorum. Bu ortak nokta “Kürtler”dir.
Kürtlerin birçok yönden ülkenin geri kalanına kıyasla ayrı bir halk olduğu açıktır. Belki başkaları da vardır. Ama tahminimce Kürtler azınlık oldukları ve yaşadıkları topraklarda tarihsel olarak daha yaşlı oldukları için kendilerini cumhuriyetin yaratmaya çalıştığı “biz” gibi hissetmiyorlardı. Ancak hem Millet hem de Cumhur İttifakları biraz zorlandıklarında bu “biz”in içine sızabilirler. Yani aralarındaki yabancılaşma, her iki ittifakın Kürtlerle yabancılaşmasından daha kolaydır.
Kürtlerin yeni yüzyıla girmesiyle her iki kimlikteki çalışanlar da hala ne yapacaklarını bilmiyorlar. Halk Birliği bir süre “sert politikası” ile Kürtlere diz çöktürebileceğini düşündü ama öyle olmadığı açık. Bu açıktır, çünkü her iki kimliğin de taraftarlarının sandıktan çıkmalarının tek yolu Kürtlerin varlığıdır. Bu nedenle iki taraf da Kürtlere renk vermedi.
Size şunu söyleyeyim, eğer Türkler barış ve refah istiyorlarsa, Kürtlerin taleplerini karşılamanın yollarını bulmalıdırlar. Buradan birçok kişi “tehdit edecek” ama hemen söyleyeceğim, araştırmalarımdan anladığım kadarıyla bu “sert politika” Kürtlere Türklerden daha az zarar veriyor. Ben size tam tersini söyleyeceğim: Türkler, Kürtlere yönelik sert politikadan daha çok zarar görüyor. Gelirleri kendilerinden daha fazla düşüyor. Demokrasi denilince herkes biliyor ki demokrasimiz mükemmel değil, siyasetçiler “terörü” bahane ederek demokratik ilkelerden kaçıyorlar.
Bu nedenle iki ittifakın Kürtlere yönelik ayrımcılığa nasıl son verileceğini konuşmaya başlaması gerekiyor. Bu iki ittifakın mensupları gerçekten memlekette barışın, huzurun ve zenginleşmenin önünü açmak istiyorlarsa bu yönde adımlar atmalıdırlar.
Bu acilen gerekli!
İlginizi Çekebilir
- Haluk Levent: Yazmaya başladım yakında okursunuz
- CHP Kaynakları: Millet İttifakı İYİ Parti olsa da olmasa da devam edecek. Adaylık en geç Pazartesi günü açıklanacak.
- Savcılık tarafından savunulan kaza mahallindeki belgeler
- Çetin Doğan’a 6 yıl hapis
- Akbaba Harekatı’nda İzmir ve Manisa’da 9 tutuklama
- Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Serkan Gür görevden alındı
- Rusya: Ukrayna, İlan Edilen Ateşkese Rağmen Saldırılarını Sürdürüyor
- İmamoğlu: Deprem İstanbul için beka meselesidir
- BALKAN | AB, temiz teknoloji konusunda işbirliğini genişletmek istiyor
- “Masa da bir masa, evet”