Modernizme imrenen endişeli adam | Haber sitesi PolitikYol

Ün, tanınma, prestij ve statü ihtiyacının yarattığı kaygılı ve güvensiz insan, modern dünyanın insan tipolojisidir. Birey artan kaygısını görünür olarak, sergileyerek ve tüketerek kontrol etmeye çalışır.

Modernleşme ve küreselleşmenin ivme kazandığı günümüzde bireyin anlamı da köklü bir değişime uğramıştır. Bilim ve teknoloji dünyasının inanılmaz gelişimi bireyselleşme, yabancılaşma ve aşırı tüketim olgusunu beraberinde getirmiştir. Tüm bu olağanüstü yeniliklere uyum sağlama girişimleri eşitsizliği, güvensizliği, şiddeti ve sosyal histeriyi körükledi ve şiddetlendirdi. İnsanın bu büyük dönüşüme tepkisi büyük bir endişeden başka bir şey değildir.

Belirsizlik ve güvensizlik içinde büyüyen korku, baş edilmesi zor olan güçlü bir duygudur; bu nedenle korkuyu bastırdı ve kaygıyı artırdı. Değişimin hızla yaşandığı bu “modern” dönemde, bireyin dönüşüme ayak uydurmaya çalışması korkusu da sürekli, neredeyse içinden çıkılmaz bir kaygıya dönüşmüştür. Kaygıya ek olarak, her şeyin ve herkesin her an değişken olmasının yarattığı belirsizlik bireyde ciddi bir güvensizlik duygusunu ortaya çıkarmıştır. Modern insanı güvende hissettiren şey, başkalarıyla mutlak bir uyum içinde olma ihtiyacıdır.

Sürecin bir gereği olan değişim ve hareket vurgusu, insanı “modern yaşamak” için sürekli tüketici olmaya teşvik ediyor. Bu sabit hız çağında rekabet, kapitalizmin eski bir ilkesidir. Rekabet içinde kalan bireyin var olma mücadelesinde tek yol arkadaşı özenidir. Bu nedenle insan, sonsuz seçimlerin yorucu kararsızlığını ve baskısını içine çekerek huzur bulacağına inanır. Kaygıdan kurtulmak için çılgınca tüketir; Çok yer, çok içer, çok gezer, çok oynar… Tüketerek yarattığına inandığı kişiliği çaresizce yok eder. Bu bakımdan tüketim, modern insanın tesellisi, içinde bulunduğu belirsizlik durumundan çıkış yoludur. (Bruckner, 2006:74-75).

Modern çağ, makineleşen ve tüketim çılgınlığı içinde adeta robotlaşan insanlar yarattı. Bu durum, insanların tükettiklerine bağımlı hale geldiklerini, kendilerine yabancılaştıklarını ve hızla ürettiklerini dahi tüketme arzusuyla dolduklarını göstermektedir. Diğer bir deyişle Nevrotik tüketim, nesnelerin, bedenlerin ve işaretlerin hızlanmasına ve sonunda haz yerine değiş tokuşa dönüşmesine neden olur. Bu durum kişinin kaygısını daha da artırır. (Aydın, 2022).

Modern insan ürettiklerine tamamen yabancılaşmıştır. Mekanize ekonomik sistemde insanın üretim aşamasındaki konumu değersizleştirildi. Sonuçta yetersizlik duyguları sarmalından çıkamayan bireyin yabancılaşması kaçınılmazdı. Makineye bağımlı modern yaşam anlayışı, kendine ve işine yabancılaşan ve dolayısıyla yalnızlaşan birey için ciddi bir psikolojik tehdit haline gelmiştir.

Lüks ihtiyacının belirleyici faktörlerinden biri, bir kişinin neyi sevip neyi sevmediğini, hangi yemeği yiyeceğini ve nasıl eğlendireceğini reklamın tekeli olarak kabul eden reklamcılık ideolojisidir. Ne için çalışıp ne kadar kazandığını ve ne kadar hak ettiğini ekonomik düzen belirler. Birey, önemini sisteme, düzene ve bürokrasiye emanet etmiştir. Güçlü bir yetersizlik ve değersizlik duygusu onu kendine yabancılaştırır.

İnsanın kaygısını gidermek için yapabileceği tek şey tüketmek ve hep tüketmek. İnsanın sonsuz bir tüketim-mutluluk-mutsuzluk (tatminsizlik) döngüsüne kapıldığını düşünen Baudrillard, nesnelerin tüketiminin sonunda hüsrana yol açtığını da savunur. Diğer bir deyişle Nesneler, bizi en başta onlara götüren derin psikolojik ihtiyaçlarımızı asla tatmin etmez. Sahip olduklarımız kaygıyı bastırmaya hizmet eder, geçici doyum sağlar ve kaygıyı tam olarak kontrol edemez. (Aydın, 2022).

Ün, tanınma, prestij ve statü ihtiyacının yarattığı kaygılı ve güvensiz insan, modern dünyanın insan tipolojisidir. Birey artan kaygısını görünür olarak, sergileyerek ve tüketerek kontrol etmeye çalışır. Ancak bu şüphesiz geçici bir iyilik halidir. Bastırılmış kaygı güçlü bir şekilde geri gelecektir.

Küreselleşme, sanayileşme ve teknolojik ilerleme gelişen dünyanın anlaşılır bir uzantısı ama nihayetinde kapitalizmin yarattığı gergin insan söyleyemiyor;

Yürümek gibi – sürekli zor bir düşüş …

Hayatla savaşıyoruz…

Canlı…

KAYGI tarafından geliştirilen devam oyunu…

KAYNAK

Aydın R. (2022). Anksiyete ve Tüketim: Modern Toplumda Benliği Yeniden İnşa Etmek. Bursa Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefi Dergisi, 21(1), 287-332.

Bruckner P. (2006). masumiyetin cazibesi İstanbul: Yayın Detayları.

İlginizi Çekebilir