Günümüzün ruhu başkalarını yüceltiyor: saplantılar, entelijensiya ve entelijansiya arasındaki yerini belirten sakallı amcalar, iktidarı kayıtsız şartsız ve körü körüne destekleyenler… Türkiye’de yaşanan büyük beyin göçünü böyle görüyorum.
Hiç 1910’lar, 1920’ler ve sonraki renkli videoların fotoğraflarına baktınız mı?
Onlara baktığınızda ne garip şeyler hissediyorsunuz…
Bu insanlardan hiçbirinin hayatta olmadığını ve tüm endişeleri ve zihinlerini meşgul eden her şeyiyle yıllar önce yer altına gömüldüğünü fark etmek üzücü.
Avrupa fotoğraflarına bakınca aklıma genellikle Stefan Zweig’in savaş öncesi ve sonrası Avrupa’yı ve dünyayı anlatan kendi biyografisi Dünün Dünyası geliyor.
Zweig’in 1920’lerde Viyana’dan bahsettiği bölümler beni hiç bırakmadı.
Kitabın bu bölümlerinde Zweig, Viyana’da insanların sanata ve sanatçılara duydukları saygı ve sevgiyi şöyle anlatıyor:
“Bir başbakan ya da zengin bir asilzade bunu Viyana sokaklarında arabasıyla geçerken fark etmeyebilirken, bir aktör, tenor ya da soprano bir pazarlamacı ya da arabacı tarafından hemen tanınırdı. Onlardan biriyle çocukken tanışmak övünülecek bir şeydi!”
Şimdi o zamanlar Viyana’da bir çocuk olduğunuzu hayal edin.
Zweig’in anlattığı olaylara tanık oluyorsunuz.
Başbakan mı yoksa tiyatro sanatçısı mı olmayı tercih edersiniz?
Her dönemin kendine has bir ruhu vardır ve bu dönemin ruhuyla sanat Avrupa’da taçlandırılmıştır.
Sonra tüm Avrupa çok karanlık olayların içine daldı.
Peki şu anda Türkiye’de yaşadığımız çağın ruhu nedir?
Geçen sene ilkokul 3’e giden oğlum Cem Ege’ye doktor olmak isteyip istemediğini sorduğumda bu sorunun cevabını aldım.
“Hayır, istemiyorum, beni sürekli dövüyorlar!” söz konusu.
Böylece bilimle ilgilenen bir çocuğun neden doktor olmak istemeyebileceğini anladım.
1920’lerde sokakta saygı gören Zweig’in gözünden Türkiye’ye bakın.
Bu dönemde yüceltilen insan tipi kimdir?
Sanatçılar, bilim adamları, akademisyenler?
Cevap muhtemelen hiçbiri değil.
Belki bu anlamda tek bir türden söz edemeyiz.
Hiç şüphe yok ki okuyup kendini yetiştiren insan yüceltilmez…
Depremden önce belki de en değerli insan tipi müteahhitlerdi.
Yolları, köprüleri, binaları en önemli işleri sayan devletin gözdesiydiler.
Ellerinde palalarla eylemcilerin önüne çıkan esnaf Gezi protestolarında ünlenmedi mi?
Depremden önce belki de en değerli insan tipi müteahhitlerdi. Yolları, köprüleri, binaları en önemli işleri sayan devletin gözdesiydiler. Ellerinde palalarla eylemcilerin önüne çıkan esnaf Gezi protestolarında ünlenmedi mi?
Evet, geçmişte Türkiye’de belli çevrelerin aydın düşmanlığı vardı.
“Boğaz’a bakıp viskilerini içiyorlar” dediler onlar için…
Ama üniversite okumak, meslek sahibi olmak, bilim insanı olmak vs. Daha önce hiç bu kadar hafife alınmamıştı.
Sonrasında yaşadığımız büyük pandemi ve deprem, toplum nezdinde bilimsel düşüncenin değerini artırmış olsa da 20-30 yıl boyunca ne bir öğretmenin, ne bir doktorun, ne de bir üniversite hocasının görmediği saygıdan söz edilemez. geri.
Günümüzün ruhu diğer insanları yüceltiyor: tamirciler, sakallı amcalar, aydınlara ve aydınlara yerlerini gösterenler, iktidarı kayıtsız şartsız ve körü körüne destekleyenler…
Türkiye’de yaşanan büyük beyin göçüyle ilgili düşüncelerim bunlar.
Tabii yurt dışına giden doktorlar, mühendisler, mimarlar, sanatçılar vs. Ekonomik refah için de bir istek var.
Ancak insanlar çoğunlukla işlerine değer verilen, becerilerine ve çabalarına saygı duyulan ülkelerde yaşamak isterler.
Türkiye’den göç eden doktor sayısının hızla arttığını gösteren Türk Tabipleri Birliği istatistiklerine baktığımda (Bu soğuk ve ürkütücü rakamların arkasında böyle bir hikaye görüyorum.
İnsanlar, çalışmalarının takdir edileceği ve takdir edileceği yerlere gitmek isterler.
Bu ülke boş bir kova gibi yetiştirdiği insanları barındıramıyor, büyük bir beyin göçü ile karşı karşıyayız.
Her yıl yurt dışına 3.000 ila 4.000 doktor gönderen bir ülkede insanlar sağlıklı bir yaşam sürdürebilir mi?
Mühendisler ve mimarlar ülkeyi terk ederken, her parçası koleksiyonluk olan TOGG otomobillerinin üretimi ile övünmenin ne anlamı var?
Bu ülkede sanat ve sanatçının hiç mi değeri yok?
Aklıyla, ruhuyla, kalbiyle yaratan insanları değersizleştiriyor, hak etmedikleri yere gelmiş insanları ve gevezeleri yüceltiyoruz.
Ülke hızla eğitimli personel kaybediyor.
Muhalefet iktidara gelirse eğitimli insan kaybını önleyecek, hatta onları yurt dışından geri dönmeye zorlayacak ortamı yaratmak onun önemli görevlerinden biri olmalıdır.
Öğrencilerini kentlileştirmek yerine taşralılaşan üniversiteler, dünyanın hiçbir yerinde değeri olmayan diplomaları topluca dağıtıyor.
Üniversite ve akademi hızla bir çöle dönüşüyor, ne yaratıcı bir fikir ne de evrensel bir değer üretmeyen tabelaların olduğu binalara dönüşüyor.
Çalışmak, başarı ya da üretmek değil, onlara fayda sağlayan iyilik ve ilişkilerin en önemli değerler olduğu insanların zihinlerinde derinlere yerleşmiştir.
Böyle bir ülkede, zamanın ruhunun bu kadar kendini gösterdiği bir coğrafyada, üretken ve yaratıcı insanların kaçışı düşünmesinden daha doğal ne olabilir?
Önümüzdeki seçimlerde herhangi bir değişiklik olmazsa ülkenin eğitimli beyinlerinin göçünün hızlanarak devam edeceği tahmin edilebilir.
Muhalefet iktidara gelirse eğitimli insan kaybını önleyecek, hatta onları yurt dışından geri dönmeye zorlayacak ortamı yaratmak onun önemli görevlerinden biri olmalıdır.
Bilime, sanata ve üretime saygı duyulan ve taçlandırılan yeni bir “zamanın ruhuna” ihtiyacımız var…
İlginizi Çekebilir
- Millet İttifakı’ndan cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun mesajı “Çanakkale Zaferi”
- BALKAN | Kosova’da yayınlanan Benim Türkçem dergisinin 266. sayısı çıktı.
- 12 bin bilim insanı Türkiye’yi terk etti
- Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Karalar: “Halka eşit hizmet vermeye devam edeceğiz”
- Kulüp işten çıkarmalara başladı
- Utanç, suçluluk ve bağışlama | Haber sitesi PolitikYol
- Depremle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlar ve diğer yetkililer hakkında ceza davası
- CHP İstanbul İl Başkanına Saldırı
- BALKAN | 2022’de 900 milyonu aşan dünyadaki turist sayısı, salgın öncesi rakamın yüzde 63’üne ulaştı.
- Ağrı’da terör saldırısı gerçekleştirmek üzere Türkiye’ye gelen bir terörist gözaltına alındı.