Orta Doğu’da daha görünür Rusya

Bogdanov’un Rusya’da Esad ile görüşme şekli, Rusya ile Suriye arasındaki işbirliğinin gelişeceğini gösteriyor. Rusya, Suriye savaş alanında daha fazla üs, asker ve teçhizatla bazı küresel ve bölgesel fırsatları tatmin edecek gibi görünüyor.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Moskova ziyaretinin iki temel sonucu olduğunu söyleyebiliriz: Birincisi Rusya, Suriye sahasında ve dolayısıyla Ortadoğu’da daha fazla boy gösterecek. İkincisi Suriye, başından beri çekinceyle yaklaştığı Türkiye ile ilişkilerini normalleştirme adımlarında Erdoğan’a olan güvensizliğini açıkça ortaya koydu.

İlk sonuç büyük bir sürpriz olmasa da beklediğimiz gibi de değildi. İkinci sonuç sürpriz olmadı. Suriye zaten çekincelerini/ön koşullarını belirtti.

Her iki sonucu da resmi ve resmi olmayan açıklamalar doğrultusunda açıklamaya çalışalım.

Esad, Sputnik’e verdiği bir röportajda (kısaca) şu ifadeleri kullanıyor: Üçüncü dünya savaşı başladı ama farklı görünecek. Yani geleneksel yöntemlerle yapılıyordu. Birçok devletin ordusu birbiriyle savaştı. Bu, mevcut durum için doğrudur, ancak modern silahlar, özellikle nükleer silahlar, durumumuzu konvansiyonel savaştan farklı kılmaktadır.

Esad, aynı röportajın devamında kullandığı dille birlikte bundan böyle Rusya’nın Suriye ve Ortadoğu’da daha görünür olacağını anlatıyor.

“Suriye’deki Rus askeri üsleri caydırıcı olmalı, en iyi silahlarla donatılmalı. Bu tamamen doğal ve mantıklıdır. İster hipersonik bir füze, ister daha gelişmiş bir silah olsun, bizim ilkemiz bu.”

Ardından şu cümleleri kuruyor: Terörle mücadele bugünün işi ama geçici. Herhangi bir ülkede Rus ordusunun varlığı geçici olmamalıdır. Buradaki soru uluslararası dengede. Bir Akdeniz ülkesi olan Suriye’de Rusya’nın varlığı dünyadaki güç dengeleri açısından da önem arz etmektedir.

Bugün süper güçler kendi sınırları içinde kalarak kendilerini savunamıyor, rollerini oynayamıyor; Bölgesel müttefikler veya üsler aracılığıyla bu sınırların ötesine geçmeleri gerekiyor.” (bir)

RIA Esad ile yaptığı röportajda buna benzer ifadeler kullandı ancak bu kez bir ekleme yaptı. “Suriye’deki Rus askeri varlığını genişletmenin iyi olacağına inanıyoruz. Rusya’nın üslerini genişletme veya sayısını artırma arzusu varsa, bunun teknik veya lojistik bir mesele olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Esad’ın Rusya’da Bogdanov ile nasıl görüştüğü, nasıl karşılandığı gibi tüm bu açıklamalar, Rusya ile Suriye arasındaki iş birliğinin daha da gelişeceğini gösteriyor. Rusya, Suriye savaş alanında daha fazla üs, asker ve teçhizatla bazı küresel ve bölgesel fırsatları tatmin edecek gibi görünüyor.

Bunun açık anlamı, Rusya’yı önümüzdeki dönemlerde Suriye’de ve dolayısıyla Ortadoğu’da daha fazla göreceğimizdir.

Esad’ın yanı sıra Çin’in Suudi Arabistan ve İran’ın arabuluculuk açıklamaları ve akabinde Suudi Arabistan ile Batı arasında petrolde tavan fiyat krizi, Suudi Arabistan’ın İran’a saldırmak için İsrail uçaklarına bir daha hava sahasını açmayacağını açıklaması ve Suudi Dışişleri Bakanlığı . İngiltere, ABD ve Fransa’nın “karşıyız” açıklamaları sürerken, bakanın “Suriye’de böyle olamaz, bunun için Şam yönetimiyle görüşmemiz gerekiyor” açıklamaları bu öngörüyü biraz daha güçlendiriyor. Suriye ile ilişkileri normalleştirme adımları atıldı.”

İkinci sonuç, “Suriye’nin en başından beri çekinceyle yaklaştığı Türkiye ile ilişkileri normalleştirme adımlarında Erdoğan’a olan açık güvensizliği” konuyu yakından takip edenler için bilinen bir ifadeden başka bir şey değildir.

Bir önceki yazımızda iki ülke arasındaki sürecin kolay geçmediğinden ve aralarında bir güven sorunu olduğundan bahsetmiştik. (2)

Gerçekten de süreç Suriye için kolay kabul edilebilir bir süreç değildi. Çünkü Suriye yönetimi yaşananlardan (bazı ülkelerle birlikte) Türkiye’yi sorumlu tutuyor.

Esad’ın Erdoğan’a ulaşması zor. Esad, faturayı Erdoğan’a ödeterek hâlâ yardım edebileceğini ima etti: “Türkiye örgütlere destek vermeyi bırakmalı ve topraklarımızı kayıtsız şartsız terk etmeli.”

Esad’ın Erdoğan’a ulaşması zor. Esad, faturayı Erdoğan’a ödeterek yardım eli uzatabileceğini ima etti: “Türkiye örgütlere desteği bırakmalı ve topraklarımızı kayıtsız şartsız terk etmeli.”

Türkiye, birçok karmaşık hesaplama nedeniyle bu gereklilikleri hemen yerine getiremez. Öte yandan Erdoğan’ın 29 Mayıs’ta İstanbul’a ikinci bir Fatih olarak mı yoksa mağlup bir lider olarak mı Üsküdar’daki evine döneceği belli değil.

Durumun Erdoğan için çok muhtemel olduğunu bütün dünya görüyor, Putin ve Esad da görüyor. Ama Esad’ın “teröre desteğini kesmezse görüşmem” şeklindeki sertliği sadece seçimlerle ilgili değil, Suriye’nin zaten ortaya koyduğu kırmızı çizgilerden kaynaklanıyor. Bu açıklamanın Moskova’da Putin ile bir görüşme sırasında yapılmış olması da dikkat çekiyor.

Esad bu açıklamayı Putin’e meydan okumak için mi yaptı? Tabii ki değil. Öte yandan Kremlin’de yapılan “Esad ve Erdoğan’la görüşmek için çok çalışmak gerekiyor” açıklaması zaten Esad’ı doğruluyor.

Sonuç olarak bu ziyaret Erdoğan için soru işaretleri uyandırırken, Putin’in Erdoğan’a karşı pozitif ayrımcılık yapması nedeniyle uzun süredir başı belada olan Esad’a yardımcı oldu.

1- Suriye, Türkiye ile ilişkilerin normalleşme sürecinde konumunu güçlendirdi.

2- Rusya, Suriye ve Ortadoğu’da daha belirgin bir varlığa sahip olacak.

(1) support-russia-ukrayna-1068326918.html

(2)

İlginizi Çekebilir