Sağlıklı yaşlanma mümkün mü? | Haber sitesi PolitikYol

Yaşlanmak, uzun yaşamak demektir, eğer sağlıklıysanız, bu iyi şanstır. Bir insan ve devlet için yaşlılıkta en korkunç şey, kötü ve sağlıksız yaşlanmadır.

Şu anda ülkemizde yaşayan her on kişiden biri 65 yaş üstü yani yaşlı. Güney Kore’den sonra dünyanın en hızlı yaşlanan ülkesiyiz. Ayrıca maalesef hızlı yaşlanmaya devlet, toplum, aile ve birey olarak hazır değiliz. Ayrıca sağlıksız yaşlanıyoruz. 18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası kapsamında bu haftaki yazımızı sağlıklı yaşlanma konusunda çalışan girişimlere, STK’lara, gönüllülere ve bilim insanlarına ayırdık.

Yaşlılık için çeşitli tarifler var. En sevdiğim sözler: “İnsan, rahat alanından çıkmadığı zaman yaşlanır”, “Etrafındaki güzellikleri göremeyen yaşlı insan”, “Hayallerin tükendiyse, merakın gittiyse yaşlısın” , “Yaşlanmak gerekli değil”. Sonuçta yaşlanmak uzun yaşamak demektir, sağlıklıysanız bu bir şanstır. Bir insan ve devlet için yaşlılıkta en korkunç şey, kötü ve sağlıksız yaşlanmadır. Her iki durum da bireyler ve nihayetinde devletler için sorun yaratır, bu nedenle insanlar gençken sağlık ve nüfus yapısı çok fazla bozulmadan devletlerin önlem alması gerekir.

YAŞI MUTLU

Ülkemizdeki ender yaşlanma karşıtı girişimlerden biri olan Happy Age Al’ın kurucusu Fatma Akgün, çalışmalarını Acıbadem Üniversitesi Teknoloji Merkezi’nde sürdürüyor. Uzun ve başarılı bir meslek hayatının ardından anne ve babasının sorunları onu bu yola yöneltti. Şöyle diyor: “Nasıl onların çocukları anne babaları için her zaman çocuk kalıyorsa, öyle görünüyor ki ana babalar da çocuklar için her zaman genç ve kahraman kalacaklar. Gerçek hastalık ortaya çıkana kadar kökenlerini anlamıyorsunuz. Ne zaman bu sorunu yaşadıklarında onlarla birlikte öyle sert düşüyorsunuz ki ayaklarınız yere değmiyor, neredeyse kırılacaklar.”

Böyle bir durumda, yaşlıların hayatını kolaylaştırmak için bir yol haritası çıkarmak istediğinizde, popüler ya da kurgusal olmayan edebiyatın pek yardımcı olmadığını görürsünüz. Ancak çocukların bakımı ve yetiştirilmesi ile ilgili milyonlarca çalışma ve metodolojik yayın bulunmaktadır. Fatma Akgün, anne ve babasının market alışverişi gibi en basit ihtiyaçlarını bile, ortamın ve personelin yaşlılar için hiç de uygun olmadığını zor yoldan öğrenmiştir.

Örneğin, işitme engelli babasının neden yüksek sesle konuştuğunu anlayamayan bir kasiyer, güvenliği seferber edip babasının psikolojisini bozduğu günü hâlâ dün gibi hatırlıyor. Okunamayacak kadar küçük metinler, ulaşılamayan raflar, yetersiz aydınlatma ve kaygan zeminler gibi detaylar sadece marketlerde değil her ortamda yaşlılar için sıkıntı yaratıyor. Sanal bir uygulamada alışveriş yapmak, dijital okuma yazma bilmeyen yaşlılar için ayrı bir sorundur.

Şehirlerimiz de yaşlılar için uygun değil. Ancak yaşlı insanlar için en kötü durumlardan biri sosyal izolasyondur. Yaşlılar için biletler ücretsizdir, ancak fiziksel koşullar genellikle onların hoşuna gitmez. Engelli veya yaşlıysanız metroya, metrobüse, otobüse binmeniz neredeyse imkansız. Çalışmayan asansörler, uzun merdivenler, koşuşturmaca, tekerlekli sandalye kullanan gençler günlük rutinimiz. Fethiye’de “Yaşlı Dostu Kent” araştırmamız sırasında yaşlıların dışarı çıkmama nedenlerinden birinin de tuvaletlerin olmaması olduğunu fark ettik. Yani yaşadığımız şehirlerin ve yaşadığımız çevrelerin yaşlı dostu olması esastır. Önemli bir seçim arifesinde Yaşlı Dostları olarak bizler de bu konuda sesimizi yükseltmeliyiz.

Fatma Hanım ve ekip arkadaşları, yaşlılara ayrı bir önem veriyor ve yaşlı dostu bir ortam ve mekan yaratmak için çalışıyor. Bunların başında kurumlara, bireylere ve gençlere verdikleri eğitimler gelmektedir. Yaşlılığın Wikipedia’sı olmak isterler ve sayfalarını ziyaret eden herkesin yaşlılıkla ilgili her türlü bilgiye ulaşmasını ve sorunlarına çözüm bulmasını sağlamaya çalışırlar. Ve bunu küresel ölçekte başarmak istiyorlar. Fatma, nezaketi, sıcaklığı ve hiç kaybetmediği pozitif enerjisiyle, yaşlılığı her zaman önemsemiş tüm kurum ve kişilerle işbirliği yapar, bilgi ve deneyimlerini paylaşır.

Fatma Hanım ve ekip arkadaşları, yaşlılara ayrı bir önem veriyor ve yaşlı dostu bir ortam ve mekan yaratmak için çalışıyor. Bunların başında kurumlara, bireylere ve gençlere verdikleri eğitimler gelmektedir. Yaşlılığın Wikipedia’sı olmak istiyorlar.

DOÇ. Dr. PERİNUR BOZAYKUT

Perinur, Marmara Üniversitesi Biyoloji Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Tıbbi Biyokimya alanında doktorasını tamamladı ve ardından Harvard Tıp Fakültesi Genetik Anabilim Dalı’nda Yaşlanma Biyolojisi alanındaki araştırmalarına odaklandı. Şu anda Acıbadem Üniversitesi Genetik Fakültesi’nde eğitimine devam etmektedir.

Yaşlanmayı moleküler düzeyde ele alan bilim adamlarının sayısı bir elin parmaklarından azdır. Bununla birlikte, yaşlanma problemini hücresel düzeyde incelemek artık çok popüler. Örneğin Amazon sahibi Jeff Bezos’un kurduğu Altos Labs başta olmak üzere ABD’de ve yurt dışında birçok kurum bu alanda bilimsel araştırmalar yapıyor. Devlet ve özel sektör onlara neredeyse sınırsız destek sağlıyor. viyola; Yamanaka, Doudna gibi Nobel Ödüllü bilim adamlarını alarak agresif bir şekilde ilerliyor.

Asıl amaç sağlıklı bir insan ömrünü uzatmak. İlaçlarla hedef alarak yaşlanan hücre ve dokuları gençleştirmeye çalışırlar ve böylece yaşlanmayı önlerler. Sorunu genetik bir bozukluk olarak gören ve araştırmalarını bu yönde yürüten araştırmacılar bulunmaktadır. Her halükarda bu yarıştan geri kalmamalı ve özel önlemler ve teşviklerle bu alanda çalışan bilim insanı ve kurum sayısını mutlaka artırmalıyız.

Perinur’un bir araştırmacı olarak sağlıklı yaşlanma için başlıca önerileri, iyi uyku, sigara ve alkolden uzak durmak, aşırı stres, sosyal izolasyon, sağlıklı beslenme ve obezite ile mücadele, düzenli egzersiz, hipertansiyon ve diğer kronik hastalıkların etkili tedavisi gibi her zaman tekrarladığımız önlemlerdir. hastalıklar bulunmaktadır.

Kıdemli

Aishenur Kaya Yalçın, bu girişimi Nisan 2022’de 50 yaş üstü kişilerin dijital okuryazarlığını geliştirmek için kurdu ve şu anda sağlıklı yaşlanma için dijital bir platform olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Aktif yaşlanma, sosyal yaşlanma, yaşam boyu öğrenme ve bunların sürekliliği için bir web platformu ve bir mobil platform oluşturdular. Şu anda 4400 aktif kullanıcıya sahipler ve hızla büyüyorlar. Kullanıcıları her gün denge egzersizleri, sudoku, Google fotoğraf yedekleme, yüz ve sandalye yogası, pilates gibi aktiviteler yapmaya zorluyor.

Ayşenur’un hikayesi, Amerika’da başarılı bir fabrika müdürüyken, emekli olduktan sonra annesinin Ankara’da yalnız kalmasıyla başladı ve yaşlılara sağlıklı bir yaşam için yardım etmeyi kendi deyimiyle bir saplantı haline getirdi. Geriatri ve gerontoloji ile ilgilenen uzman olmadığı ve olamayacağı için çözüm olarak dijital ortamı kullanmaya karar verdi. Senyorapp gibi girişimlerin artması, toplumumuzun sağlıklı yaşlanmasına büyük fayda sağlayacaktır.

En çok dikkatimi çeken uygulamalardan biri de Almanya’da geliştirilen demans modellemesi oldu. Burada demansı olan yaşlı bir kişinin günlük sekiz aktiviteyi nasıl gerçekleştirdiğini göreceksiniz.

HAYAT İÇİN HAYAT DERNEĞİ VE ORTAKLIK YOLU

Fotoğrafta solumda duran Anneanne Çağlı Aktaş Aytore, huzurevine taşınmak zorunda kalmış ve onu çok sevdiği için sık sık ziyaretine gelmiş, bu arada diğer yaşlılarla da iletişim kurmuş ve tanımış. yaşlıların dünyası. . Yaşlıların bilgeliği ve bilgisinden çok etkilenmişti. Yavaş yavaş, neredeyse dış dünyayla bağlantı kurdular ve sosyalleşmeye ve sıcak ilişkilere çok ihtiyaç duyduklarını anladılar.

Konuyla ilgili başka neler yapabileceğini araştırmaya başladı; 2018 yılında İngiltere’de Cognitive Alert Therapy adlı psikososyal destek programını tamamladı. Bu programı Türk toplumuna uyarladı. Kendisi gibi yaşlı olan ve onlar için çalışmak isteyen eski meslektaşım Dilek Turhan ve Aslı Haymana arkadaşlarıyla birlikte Hayata Dolu Derneği’ni kurdular.

Dernek, başta huzurevleri, yerel yönetimler ve birçok kişi ve kurum ile iletişim, bilişsel sorunlar ve yaşlıların psikososyal destek ihtiyaçlarına yönelik projeler ve araştırmalar yürütmektedir. En çok dikkatimi çeken uygulamalardan biri de Almanya’da geliştirilen demans modellemesi oldu. Burada demansı olan yaşlı bir kişinin günlük sekiz aktiviteyi nasıl gerçekleştirdiğini göreceksiniz.

Mesela bir aynalı kutu var, insanı çıldırtıyor! Yani deli bir insanın tabağı nasıl gördüğünü, lokma almak için uzanıp çatalı tuttuğunu ve ağzına götürdüğünü hemen anlıyorsunuz. Hatta bu örneği gördüğünüzde o kadar zor buluyorsunuz ki bir yaşlıya bunu neden yapıyorsunuz dediğiniz için kendinize çok kızıyorsunuz. Bu kutulardan 4 adet bulunmaktadır. Ayrıca, dokunma duyunuzu çalan eldivenler takmanın ne kadar zor olduğunu veya makulayı veya glokomu taklit eden gözlüklerle görüşünüzü kaybetmenin ne demek olduğunu da deneyimleyebilirsiniz.

Çağla ve ekip arkadaşları, bugünlerde yaşlılara yönelik faaliyetleriyle dikkatleri üzerine çeken Beşiktaş Belediyesi ile iş birliğinde çok güzel projelere imza atıyor.

Yarenlik Yolu, uzman psikoterapist Refika Yazgaç tarafından kurulmuş gönüllü bir sosyal sorumluluk projesidir. Refika, YÖRET Vakfı ile üniversite öğrencileri ve huzurevlerindeki yaşlıları buluşturan Kuşak Köprüsü projesini uzun yıllardır yürütüyor. Pandemi vurup yaşlılar eve kapanınca, yaşlılarla haftada beş gün, günde iki kez dijital ortamda buluştuğu Yarenlik Yolu platformunu geliştirdi.

Yaşlanma gibi çok büyük bir soruna çözüm bulmak için nereden başlamalı diye sorarsanız, önce bireysel sağlığımız için neler yapabiliriz onu yapalım.

Bu programlarda nefes egzersizleri, dans, konuşma ve şarkı söyleme gibi psikososyal desteklerin yanı sıra tıp uzmanları ve sağlık profesyonelleri tarafından sağlıkla ilgili bilgilendirmeler yapılmıştır. Ayrıca Yeditepe Üniversitesi iş birliği ile dört dönemlik bir dijital okuryazarlık kursu düzenlediler. Companion affiliate programı ile sosyalleşecek akrabası olmayan yaşlıları düzenli olarak ziyaret ederek onları yalnızlıktan bir nebze olsun kurtarmaya çalışıyorlar. Refika ve ekip arkadaşları, oluşturmaya hazırlandıkları Yaşlılar Akademisi’nde yaşlılara yönelik her türlü eğitimi vermeyi planlıyor.

Değerli okurlarımız, bu yazıya dahil edemediğimiz yaşlılık konusuyla ilgilenen 65+ Yaşlı Hakları Derneği gibi tanınmış sivil toplum kuruluşları, gönüllü kuruluşlar ve bireylerden oluşan bir ordumuz var. ve henüz düzgün bir şekilde değerlendirilmemiş olan gerontologlar. Yenilenen üniversiteler veya toplumsal inovasyonun eşsiz bir örneği olan ve bunların oluşumuna öncülük eden üçüncü çağ üniversiteleri, Prof. Dr. İsmail Tufan’ın adını anmadan bu yazıyı bitirmek mümkün değil. Hepsinin ortak noktası, bu önemli konuya dikkat çekmek ve boşuna toplumu hazırlamaktır.

Yaşlanma gibi çok büyük bir soruna çözüm bulmak için nereden başlamalı diye sorarsanız, önce bireysel sağlığımız için neler yapabiliriz onu yapalım. O halde çevremizi, mekanlarımızı ve şehirlerimizi yaşlı dostu yapmak için vatandaşlık sorumluluklarımızı yerine getirelim. Son olarak, yaşlıları yok sayan ve onların ihmal edilmesine yol açan, ageism olarak bilinen yaşçılıkla mücadele edelim. Unutmayalım ki bugün sağlıklı yaşlanmak için gösterdiğimiz çabalar, toplumun geleceğine yapılan en önemli yatırımlardır.

İlginizi Çekebilir