Seçimi Kılıçdaroğlu değil, biz kazanacağız.

Bu tezi değiştirmek, düzenden şikayet eden tüm yurttaşların kamusal alandaki bu değişime aktif olarak katılmasını gerektirir. Unutmayalım ki değişim bizimle başlar. Ve istediğimiz kadar çok olacak.

Pazar günü yazdığım yazımda CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun hedefi sadece seçim kazanmak değil, seçimleri kazanarak hükümeti değiştirmek, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek değil; Özetle soruyu basit bir güç değişikliği olarak okumadığınızı yazmaya çalıştım.

Hedef Kılıçdaroğlu, kendi deyimiyle; bu değişim temelde bir “zihniyet” değişikliği yaratıyor.

yani ülke kim/ler/içinde HAYIR “Nasıl” nasıl yönetileceği konusunda değişiklikler yapın.

Yani devlet-toplum ilişkilerinde merkezi devletten topluma kaydırmak.

Diğer bir deyişle, siyasi partilerin meşruiyetini devletten değil, toplumdan aldığı bir siyasi yelpaze oluşturun.

Bunu Kılıçdaroğlu ifade etti. “büyük dönüşüm” Bu toplumsal düzeyde nasıl algılanıyor bilmiyorum ama devlet düzeyinde net bir şekilde anlaşılıyor; Yedeklerin Kılıçdaroğlu’nun adaylığından geldiğini anlıyoruz.

DÜZENİ DEĞİL SİSTEMİ DEĞİŞTİRİN

Kılıçdaroğlu’nun kişiliğinde de sıklıkla dile getirilen bu konuda, “kazanamaz” endişe ile “zafer adayı” Sebat ifade edenler kendi düşüncelerini değil kendilerine söyleneni ifade ederler. Bu söylemler daha çok devlet düzeyinde gerçekleşecek değişikliklerden endişe duyanları ilgilendiriyor.

Kılıçdaroğlu, devletin demokratikleşmesi, topluma hesap verme, toplumu güçlendirme, toplumsal sorunları kamusal alanda çözme, çoğulculuk ilkelerine dayanan bir anayasal sistem olduğu için; Dolayısıyla Türkiye, toplumun güçlü olduğu, devletin siyaset ve sivil toplum üzerinden kontrol edilebildiği demokratik bir zihniyet istiyor.

Şunu açıkça belirtelim; Kılıçdaroğlu aday olsa bile seçimlerin kendisi Kılıçdaroğlu ve CHP’nin, CHP’li belediyelerin değil, Millet İttifakı’nın tüm partilerinin ve en önemlisi; Türkiye’de otoriterleşmeyi ve kamusal alanda siyasallaşmayı durdurmak isteyenlerin çabaları sonucu belirleyecek.

Bu konuda sık sık söylendi; “endişe” Varsa, bu korkuları taşıyanların siyasi çabaları onu ortadan kaldıracaktır.

Böylece Kılıçdaroğlu; “Bu düzeni değiştirmek” isteyenlerin emeği ile seçilecektir.

Buna rağmen Kılıçdaroğlu’nun seçilmesinden endişe duyanlar veya Kılıçdaroğlu aday olduğunda tabanını ikna edemeyeceğini düşünenler, bu düzeni değiştirmek istediklerinden şüpheleneceklerdir.

Bu konuda Kılıçdaroğlu bu düzeni değiştirmek isteyenlerin temsilcisidir. Bunu son yıllardaki siyasi faaliyetleriyle ispatlamıştır.

Kılıçdaroğlu bu süreçte sadece kendini değil, partisini ve muhalefeti de değiştirdi. Bir şekilde ulusal ittifak “Siyasetin Kurumsallaşması”.Bu ileriye doğru büyük bir adım. Kılıçdaroğlu’nun bu adımda büyük katkısı oldu.

SEÇİMLERİ KILIÇDAROĞLU DEĞİL SİZ KAZANACAKSINIZ

Bundan sonra, tüm tartışmalar hem siyasi liderlerin hem de bireysel olarak vatandaşların samimiyetiyle ilgilidir.

Çünkü seçim iki eksen arasındadır.

Ya bu düzen devam edecek, otoriterlik devam edecek, temel hak ve özgürlük alanlarımız daralacak, yoksullaşmaya devam edip depremde ölümü beklemeye devam edeceğiz; ya da içinde bulunduğumuz tüm olumsuzlukları değiştirmek için kapıyı açacağız.

Tabii önce bu kapıyı açmak önemli.

Ama bu kapıyı açmaktan daha az önemli olmayan, bu kapıdan girip Türkiye’nin demokratikleşmesinin bir parçası olmaktır.

Bunun yolu da bu düzenden şikayetçi olan tüm yurttaşların kamusal alanda bu değişimin aktif bir parçası olmasından geçiyor.

Unutmayın, değişim bizimle başlar.

Ve istediğimiz kadar çok olacak.

Böylece Kılıçdaroğlu aday olunca biz kazanacağız.

o sadece “Biz” Her şey en iyi aday için.

İlginizi Çekebilir