Devlet kurumlarının yolsuzluk iddiasıyla özelleştirilmesi sonucu tüm temel ihtiyaçların özel sektörün eline geçmesi sonucu şu oldu: özel hastane param yok” gerçeğinin geçtiği nokta oldu.
Devletin merkezi bütçesinin büyük bir bölümünü oluşturan vatandaşlardan alınan vergilerin yanı sıra, devlet kurumlarının uzun yıllardır özelleştirilmesi ve bütçeye ek gelir sağlanması, öncelikli bütçe harcamalarını hatırlatıyor. Devletin ilk aklına gelen kriz anları da dahil olmak üzere her fırsatta sermayeye sağladığı destektir. Yine sıfır gelir vergisi, sermaye girişlerini teşvik edecek ücretsiz üretim araçları gibi birçok destek tedbiri bütçeden karşılanıyor.
Pandemi sürecinde önleyici tedbirler kapsamında maske dağıtamayan iktidar için bütçenin devlet bütçesi olmadığını ispatlaması önemliydi. Salgının küresel ölçeği, insan gücü eksikliğini telafi edecek kadar hareket alanı yarattı. Muhalefetin bu konuda desteği ise kriz anında lekelense bile iktidarın kalıcı olmamasını sağlıyor. Devletin sınıfsal yapısı ve çıkarları, iktidar ile muhalefeti bir arada tutmaya yeter. Siyasi tanımı artık birlik zamanı olarak tanımlanıyor.
Yeni bir krizle, bu kez kendi ülkemizde yaşadığımız, yok edilemeyeceğimiz bir kriz, ölüyoruz, öldürülüyoruz.
10 ilimiz enkaz altında kaldı. Mimar ve mühendis odalarının devre dışı bırakılmasının ve firmaların yapı denetimden çekilmesinin sonuçlarını ilk elden yaşadık. Deprem, yapı denetiminin ne işe yaradığını, güvenli konutun önemini, müteahhitler ile siyasetin nasıl iç içe geçtiğini daha iyi anlamamızı sağladı. Yaygın bir taktik, genel sorumluluğu merkezi hükümetten yerel yönetimlere kaydırmak ve birden çok yükleniciyi faturalandırmaktır.
Binaların depreme dayanıklı olmamasından dolayı yıkılma sebepleri devletin merkezden yerele sınıf tercihinin bir sonucudur. Öncelikle binaların yıkılmasını önleyici tedbirleri görüşmek ve uygulamak merkezi yönetimin görev ve sorumluluğundadır.
Depremin ardından çok sayıda binanın çökmesi sonucu oluşan molozların altında yüzbinlerce insan hayatta kalmayı başardı. Devlet kurumlarının tutarsızlığı nedeniyle ölenlerin tercih nedeniyle öldüklerini belirtmek gerekir. Piyasa ekonomisinde kârdan başka öncelik yoktur.
Enkaz altında ve üzerinde bekleyenlerin ihtiyaçlarının merkezi koordinasyonla karşılanması mümkün olurken, devletin ulaşım ve haberleşme olmadığı için müdahale edememesi önce yöneticiler tarafından kabul edilmiş, ancak daha sonra yöneticilerin açıklamaları “kullandık” ifadelerine evrildi. her fırsat”.
Yaşadığımız şey kapitalizmin vahşiliğinde değil, normalinde. Bu süreçte düzenin kriz yaratma ve çözme yeteneği zayıfladığında müdahaleci kamuoyunun gözlemci konumundan çıkması için gerekli aksiyonlar alınmalıdır.
Hatay bölgesi adeta kurban edilmiş gibi ilgisizlikle karşılanırken, diğer bölgelere ilgi kısmi kaldı. Hayatta kalanlara barınma ve yemek sağlanması devletin bir yükümlülüğüdür, ancak bu yükümlülük henüz yerine getirilmemiştir. Halkın gösterdiği yoğun dayanışma merkezi hükümeti rahatsız edecek düzeydedir. Osmaniye’deki dayanışma çadırından gözaltına alınan 10 TSP’linin ertesi gün hiçbir açıklama yapılmadan serbest bırakılması iktidarsızlık, kıskançlık ve beceriksizliğin önemli boyutlara ulaştığını gösteriyor. Solda birçok sendika, dernek ve partinin gösterdiği büyük dayanışma kitlesel partilerin kaldıramayacağı düzeydedir. Aynı zamanda devletin atamadığı ve atamayacağı birçok sorunun çözümüne yönelik adım da halkın dayanışmasına bırakıldı. Devletin kriz süreçlerinde krizi yönetememesi gazeteciliğin tasfiyesi ile ilişkilendirilmektedir. AFAD ve Kızılay’ın çalışmaması plansızlıktan kaynaklanıyor.
Devlet kurumlarının yolsuzluk iddiasıyla özelleştirilmesi sonucu tüm temel ihtiyaçların özel sektörün eline geçmesi sonucu şu oldu: özel hastane param yok” gerçeğinin geçtiği nokta oldu.
Devlette en örgütlü sınıf yine kapitalist sınıftır. Kendi çıkarları için dernek ve birliklerde örgütlenen yetkililerin, halkı deprem bölgesinde çalışmaya zorlaması ve uyarması bekleniyor. Diğer bölgelerdeki sermaye gruplarını, vasıflı işgücünün bölge dışına göçü riskine karşı uyarıyorlar. “Bölgesel iş dünyasından istihdam sistemi: Çalışanlarımızı kıskanmayın. güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Güneydoğu Anadolu Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği”
Yakın zamanda üretimin normale döneceğini vurguluyorlar. Normale döndürülemeyecek bir krizin içindeyiz. İktidarın davaya tepkiyi not ettiği iddiasına karşı muhalefetin “Hepimizi tutuklasanız da susmayacağız” yanıtı iktidara verdiği yetkiyle bağlantılı. İktidarın örgütlü öfkeyi ve halkı durduracak gücü ve kabiliyeti yok.
Yaşadığımız şey kapitalizmin vahşiliğinde değil, normalinde. Bu süreçte düzenin kriz yaratma ve çözme yeteneği zayıfladığında müdahaleci kamuoyunun gözlemci konumundan çıkması için gerekli aksiyonlar alınmalıdır.
İlginizi Çekebilir
- 14 Mayıs Mesajı: Birlik, eşitlik, kardeşlik
- Kılıçdaroğlu neden hedef tahtasında? | Haber sitesi PolitikYol
- CHP’den ramazan ayında belediyelere çağrı: Halkımıza sahip çıkmak milletimize karşı sorumluluğumuzdur
- DSÖ: (Kahramanmaraş depremleri) Avrupa’da yüzyılın en kötü doğal afetine tanık oluyoruz.
- Bakan Kuruluşu: İstanbul’da 1,5 milyon riskli konut taşınacak
- Ayrımcılık Tubitac | Haber sitesi PolitikYol
- BALKAN | TİKA tarafından restore edilen Sultan Murad Camii, Kültür Bakanı Ersoy’un katılımıyla açılıyor
- İstanbul deprem seferberlik planı yarın açıklanacak
- Yeni dönemde CHP ve telekom operatörlerinin koalisyon ihtiyacı
- CHP’li 10 Büyükşehir Belediye Başkanı İYİ Parti Genel Başkanı Akşener ile görüşecek