Şimdiye kadar 40 deprem olmadı | Haber sitesi PolitikYol

İYİ parti lideri Meral Akşener’in bire bir görüşmemizde asla “oyun değiştirici” olmayacağını, hayatı pahasına Altı Masa ile iktidar değişikliğine gideceğini söylediğini hatırlıyorum. Gözlerimin içine bakarak… Oğlum Hazar’a sarıldı ve “Ben bu nesiller için siyasetteyim. Onların geleceğini kurtarmak istiyorum.” Şimdi ise gelecek neslin çocuklarını, gençlerini ağlattı. Çevremde hep araştırılan, araştırılan Z kuşağının gözyaşlarına şahit oldum.

Her şeyi yaşadım; 40 depremden önce iki depremin olduğu bölgeyi ziyaret eden bir lideri bu kadar bariz bir üslup ve davranışla affetmek, mazur görmek mümkün değil. Üstelik bütün Türkiye deprem korkusu ve travması içinde uyuyor; insanların hayatı mahvoldu.

Şimdi, Altı Masa’yı feshetmeyeceğini ve Altı Masa’nın gerçek bir garanti olduğunu söylediğini o kulaklar yanlış mı duydu merak ediyorum. En azından şu açık; O gözler gerçek Meral Akşener’i görmedi.

Akşener’in kışkırttığı siyasi depremin tozunda öfkeye yenik düştüğünü ve fevri davrandığını düşündüm. Ancak şimdi o kadar emin değilim. Dürüst olmak gerekirse herkesin gözünün içine bakarken Akşener’in yalan söyleyeceğine inanmadığı safça bir yorumdu.

Akşener’in Türkiye’nin “devlet”i olarak gördüğü “güçler”in, iradeye teslim olarak ikna odasından çıkmaları daha olasıdır. Altı Masalı gemilerin yakıldığı açıklamasını dinledikten sonra “Aksener’in kafası yarılmış galiba” dedim; Gerçekten de, belki de öyleydi. “Devleti korumak” için Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olmasını engellemesi gerektiğine ikna olmuştu. Ve son olarak Arzu Yılmaz’ın Medyascope’ta yazdığı gibi ‘intihar saldırısı’ düzenledi.

Akşener tabii ki; “Devlete” hizmet ettiğini sansa da, Cumhur İttifakı’na ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a altın tepside fırsat sundu. Her şeyden önce, deprem hakkında konuşmayı bıraktık. Erdoğan, “Mal değil, canı önemsiyoruz” diyerek depremzedelerin gerçek takipçisi olduğu izlenimini vermeyi başardı.

YANGINLA MÜCADELE ETMEDEN 5. ÇETEYİ VE KÜRT SORUNUNDAN KORUMAK

Açıkçası Akşener’i merkez sağ liderden siyasi intihar bombacısına çeviren psikolojik süreç beni ilgilendirmiyor. Kendi derdi… İlginç olan onu motive edenlerin; kışkırtıcıların hedefleri. Ekonomik ve diğer sosyolojik ana siyasi hedeflerden biri ön plana çıkıyor:

– Kemal Kılıçdaroğlu olası başkanlığı için Beşli Çete’yi sorumlu tutuyor ve “mağdurların iyileşmesini, suçlularla hesaplaşmasını” engelliyor. Gazeteci Serpil Yılmaz, Halk TV’de “Beş çetenin bir araya gelmesi ve İYİ Parti”den bahsetmişti bile; Dicken’da kimin ve nasıl tanıştığına dair detaylar da yazıldı.

– Türkiye’nin HDP ve ötesiyle ‘normalleşme’ gibi kökleşmiş sorunları, Kürtlerle ve tabii ki Alevilerle uğraşması çözüm yoluna girmesin.

Kılıçdaroğlu gerçekten “temizledi”, sistemi temizledi; Kentsel dönüşüm gibi siyasi dönüşüme yönelmenin samimi niyetinin, Akşener’in azmettiricileri için bir “yaşam tehdidi” oluşturduğu açıktır. Ve “kızlarını” sabotaj için doldurulmuş olarak doldurdular. Akşener’in de “devlet kızı” olduğu yanılsaması ve belki de diğer vaatlerin, desteklerin ve “yan ceplerin” büyüsünden kalbi kırılmıştı.

Sonuçta, devlet nedir? Boş kurumlar mı? Tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları pahasına makamına, mevkiine, servetine sarılan bir avuç siyasetçi, bürokrat, güvenlik görevlisi, istihbarat görevlisi ve en zengin kesim?

Akşener tabii ki; “Devlete” hizmet ettiğini sansa da, Cumhur İttifakı’na ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a altın tepside fırsat sundu. Her şeyden önce, deprem hakkında konuşmayı bıraktık. Erdoğan, “Mal değil, canı önemsiyoruz” diyerek depremzedelerin gerçek bir destekçisi olduğu izlenimini vermeyi başardı. AKP’nin yıllardır yürüttüğü “Koalisyonlar kötüdür” propagandasının önü açıldı.

Akşener’in kendini yok etmesi, evet; Ulusal İttifak’a zarar verebilecek bir patlama. Ancak matematikçi ve satranç oyuncusu Emmanuel Lasker’in dediği gibi, “Yalanlar ve ikiyüzlülük satranç tahtasında uzun süre yaşamaz.” Masada ikiyüzlülüğün saldırısından kurtulduktan sonra, satranç oynamaya devam edin – siyaset zamanı.

İlginizi Çekebilir