Rusya’nın girişimleriyle öne çıkan 4 ülkenin dışişleri bakanları arasındaki görüşmelerden bir sonuç çıkar mı? Bu sorunun cevabını bölge uzmanı Musa Özgürlü yazdı. Özgürlü, Suriye’nin ilişkileri iyileştirmesinin ilk şartının “Türkiye’nin çekilmesi” olduğunu söyledi.
Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için Rusya’nın girişimiyle dört ülkenin dışişleri bakan yardımcıları Moskova’da bir araya geldi.
Bu zaten görüşmeden önce Suriye tarafından dile getirildi. Türkiye çekilme için net bir takvim sunmadan bu mümkün olmayacak” dedi.
Geçen yıl Mart ayı ortalarında Moskova’ya resmi bir ziyarette bulunan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Suriye’nin bu konudaki ısrarını net bir şekilde dile getirmişti: “Ankara teröre verdiği desteği bırakmalı. Erdoğan ile görüşmenin gerçekleşebileceği tek durum bu.”
Türkiye’yi terörü desteklemekle suçlayan Esad’ın Putin’le görüştükten sonra bu çok sert sözleri söylemesi, Rusya’nın da Suriye’nin de bu tanımı onayladığı anlamına geliyordu.
Hatta o günlerde yapılması planlanan dörtlü zirve süresiz olarak ertelendi. Belki de bu gecikmede Esad’ın sert sözlerinin etkisi oldu: Türk tarafı “teknik nedenlerle ertelendi” ifadesinden memnun kaldı.
Dünkü Türkiye, Suriye, Rusya ve İran dışişleri bakanları toplantısında Suriye tarafı da aynı şartı ileri sürdü.
Rusya ve İran’ın Türkiye ile ilişkileri normalleştirme “çabalarını” takdir eden Suriye temsilcisi kısaca şunları söyledi:
“Terörle mücadelede değerli yardımları için Rusya ve İran’a teşekkür ediyoruz. Öte yandan, diğer ülkeler (yani Türkiye) diğer tarafa gitti. Bu savaşın yarattığı durumdan yararlanarak, Suriye’deki terörist gruplara destek sağlamanın yanı sıra, meşru hükümetin (kendilerini kastediyor) daveti ve rızası olmadan, yasadışı bir şekilde birliklerini Suriye’ye gönderdi ve topraklarında ikamet etti.
Şimdilik iki ülke arasındaki tek spesifik konu Türkiye’nin çekilmesi. Erdoğan hükümeti bunu kabul etmezse normalleşme neredeyse imkansız görünüyor.
Türkiye ile ilişkileri normalleştirme hedefine ulaşmak için gerçek irade ve ciddi diyalog gerektiren nesnel koşullar ve yerine getirilmesi gereken gereklilikler vardır. Bu şart ve gerekliliklerden ilki, Suriye’nin egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve birliğine tam bağlılıktır ve temel ilkenin bir an önce sahada uygulanması gerektiği açıktır.
Türk kuvvetleri de dahil olmak üzere tüm yasadışı yabancı güçlerin Suriye topraklarından çekilmesi ve teröristlerin hakim olduğu alanlar da dahil olmak üzere Suriye topraklarının tamamı üzerinde Suriye hakimiyeti kurulmasının engellenmesi ve somut olması halinde bu ilke yerine getirilemez. Bu yönde atılan adımlar atılmıyor.
Ancak askerin çekilmesi, terörle mücadele ve İdlib başta olmak üzere Suriye’nin kendi topraklarında hakimiyet kurması konusunda Türkiye’den herhangi bir olumlu sinyal görmedik. Kaldı ki Türkiye, Astana Anlaşması’nın gereklerini de yerine getirmemiştir.”
Türkiye, Suriye’den SDG’ye yönelik adımlar atmasını bekliyor. Ancak bu Suriye’ye bağlı değil. ABD varlığı bunu engelliyor. Bu savaş anlamında değil, sadece ABD’nin varlığı diyalog kapılarının açılmasını engelliyor. Bu nedenle Türkiye’nin Suriye’den bu beklentisini gerçekleştirmesi uzun zaman alabilir.
Temsilcinin bu sözleri, Suriye’nin normalleşmenin birinci şartını açıkça ortaya koyuyor.
Suriye neden bu adımda ısrar ediyor?
Yönetim iki ana zorlukla karşı karşıya: İdlib ve Türkiye kontrolündeki bölgelerde yerleşik örgütler ve Fırat’ın doğusunda ABD ile işbirliği içinde SDG’nin varlığı.
Suriye, Fırat’ın batısındaki sorunları öncelikli olarak çözmek istiyor. O zaman Fırat’ın doğusundaki sorunu çözebileceğini düşünüyor. Öte yandan Fırat’ın batısına hakim olmak, bu bölgede mücadele ettikleri birçok örgütün tasfiyesi anlamına geliyor.
Türkiye ile sınırların açılması ve bu bölgelerde ticaretin yeniden başlaması, tarihinin en kötü döneminden geçen ekonomiyi canlandıracak adımlardan biri olacaktır. Mülteciler konusunda ise Suriye yönetiminin eli güçlenecektir.
Türkiye ise Suriye’den SDG’ye yönelik adımlar atmasını bekliyor. Ancak bu Suriye’ye bağlı değil. ABD varlığı bunu engelliyor. Bu savaş anlamında değil, sadece ABD’nin varlığı diyalog kapılarının açılmasını engelliyor. Bu nedenle Türkiye’nin Suriye’den bu beklentisini gerçekleştirmesi uzun zaman alabilir.
Şimdilik iki ülke arasındaki tek spesifik konu Türkiye’nin çekilmesi. Erdoğan hükümeti bunu kabul etmezse normalleşme neredeyse imkansız görünüyor.
Birçok başkent gibi Şam da Türkiye’de seçim sonuçlarını bekliyor. Bazı ülkelerin Suriye ile ilişkilerinin normalleşmesi de dahil olmak üzere Ortadoğu’daki gelişmeler göz önüne alındığında, Erdoğan’ın eli her zamankinden daha zayıf. Ancak Şam’ın beklentilerini karşılayacak adımları seçimden önce mi yoksa sonra mı atacağını, iktidarda kalıp kalmayacağını zaman gösterecek.
İlginizi Çekebilir
- BALKAN | Ukrayna: Elektrik tüketimine yönelik önemli kısıtlamalar bu kış geçerli olacak
- YSK, Erdoğan’ın adaylığına yönelik itirazları bugün görüşecek
- Deprem haberciliğinde güçlü grupların ideolojik aracı olmayı seçen medyanın ruh hali.
- Cumhurbaşkanlığı adayı Kılıçdaroğlu: “Soğana gülen, yetim çocuklara gülen yetim ne yapsın”
- Can Atalay, TİP’ten milletvekili adayı oldu
- Haluk Levent’e kızmak | Haber sitesi PolitikYol
- Dışişleri Bakanlığı Sudan’daki Türk Vatandaşlarına Uyarı: Evde Kalın
- BALKAN | Sezer Salihi’nin “Makedonya ve Kosova Sinematografisinde Kadın Temsili” adlı kitabı yayınlandı.
- Sarıgül’den Kılıçdaroğlu’na destek: Kılıçdaroğlu doğru aday
- Kılıçdaroğlu, öldürülen kadınların aileleriyle görüştü