Tarih tekerrür etmeyecek! | Haber sitesi PolitikYol

Yıllar sonra muhalefet ittifakı yine zorlu bir süreçten geçiyor. Ancak bu sefer tarih tekerrür etmeyecek! Halk iradesini sandıkta ifade edecek. Bu sefer demokrasiye ve hukuka inanan, sağduyu ile hareket edenler kazanıyor; Bu kez kazanan ülke olacak!

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığına ilişkin yaptığı sert açıklamanın ardından 6 puanlık tablo değişti. Akşener, ölüm ve sıtma arasında seçim yapmak zorunda kaldıklarını öne sürerek, cumhurbaşkanı adayının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu veya Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olması gerektiğini öne sürdü. Her iki belediye başkanı da teklifi kabul etmedi ve Milli İttifak’ın artmasından yana olduklarını söyledi. Bu olayların İya’nın partisi için belirli sonuçları olacağına şüphe yok. Ancak bu olayların tarihsel süreçte ilkler olmadığı da bir gerçektir.

1957 seçimleri öncesinde Cumhuriyet Halk Partisi, Hürriyet Partisi ve Demokrat Parti’den ayrılan milletvekillerinin kurduğu Cumhuriyet Millet Partisi önderliğinde Demokrat Parti’ye karşı üçlü bir masa oluşturulmuş, hatta söz konusu birlik ortak Bildiri’ye imza atmıştır. Demokratik Hukuk Devletinin Kurulmasına Dair. Ancak muhalefet partilerinin sağladığı uzlaşı ortamı siyasi otoriteleri tedirgin etti. Çünkü o yıllarda yaşanan ekonomik ve siyasi krizler Demokrat Parti’nin oy kaybetmesine neden olmuş ve muhalefet cephesini önemli bir alternatif olarak ortaya çıkarmıştır. İşbirliği görüşmeleri sürerken, Demokrat Partili milletvekilleri seçim kanunu teklifini meclise sundu. Neredeyse tamamı Demokrat Parti üyelerinden oluşan grup, öneriyi alelacele kabul etti. Seçim arifesinde yapılan ve muhalefetin birlikte çalışmasını engellemeyi amaçlayan bu değişiklik şöyle:

sanat. bir: Seçilme hakkı olan her vatandaş milletvekili adayı olabilir. Siyasi partilerin genel merkezlerindeki yetkili organları, bu partilerin örgütlü oldukları seçim çevreleri için de aday gösterebilirler. Hala, Seçimlere katılan siyasi partiler, bölge veya ilçe teşkilatlarının bulunduğu her seçim çevresinde bağımsız olarak seçimlere katılmak ve bu çevrenin seçeceği milletvekili sayısı kadar aday göstermekle yükümlüdürler.

Yukarıdaki yükümlülüklere uymayan siyasi partiler, tüm seçim bölgelerinde seçimlere katılma haklarını kaybederler.

sanat. 2: Bir siyasi partiye aday olmak için başvuran kişi herhangi bir seçim çevresine üye değildir. bu seçimde aday olamayacağı gibi başka bir parti tarafından aday gösterilip seçilemez..

sanat. 3: Bir siyasi partiye mensup kişi, rızası olsa bile başka bir siyasi parti tarafından aday gösterilemez.

Seçim kanununda yapılan değişiklikle 1958’de yapılacak genel seçim bir yıl ertelendi ve seçimin 21 Ekim 1957’de yapılması kararlaştırıldı. Ancak, 1982 Anayasası’nın 67. maddesinin son fıkrasında düzenlenen seçim kanununda yapılan değişikliklerin, tarihinden itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlere uygulanamayacağına ilişkin 1924 Anayasası’nda herhangi bir düzenleme yapılmadığı için, yürürlüğe girmesinden bir ay sonra yapılan seçimlerde de uygulama bulmuştur.

İsmet İnönü, muhalefetin işbirliğini imkansız kılan tüm bu olumsuz koşullara rağmen ittifakın dağılmaması için sonuna kadar mücadele etti. Kanun değişikliğinin ardından CHP genel merkezinde İsmet Paşa başkanlığında bir toplantı yapıldı. Görüşme sonucunda, hükümetin öngördüğü ittifak yasağının ancak öyle veya böyle aşılabileceği sonucuna varıldı: Muhalefet partileri arasında en fazla oyu alan CHP sandık başına gidecek, ve ittifakın diğer ortakları bunu destekleyecektir. Ayrıca yasada yapılan değişikliğe göre blok partilerinin seçimlere katılmayan milletvekilleri aday olamayacak. Ancak CHP’nin bu önerisi, özellikle milliyetçi hareketin öncülerinden Cumhuriyet Halk Fırkası lideri Osman Belyukbaşı tarafından kabul edilmedi. Çünkü Belyukbashi, Meclis’teki konuşması nedeniyle iki ay önce tutuklandı ve milletvekili olamazsa cezaevinde kalmaya devam edebilecek. Belyukbashi böyle bir risk alamazdı; Sendikanın dağıldığını ve sandığa tek başına gideceğini belirtti.

CHP liderliğinde üçlü ittifakı bozmamak için verilen mücadele maalesef sonuç vermedi ve seçimler ayrı listelerle yapıldı. 21 Ekim 1957’de yapılan seçimlerde üç muhalefet partisi %52,4 oy alırken, Demokrat Parti %48,6 oy almayı başardı. Liste çoğunluğu sisteminin yarattığı adaletsiz temsil nedeniyle Demokrat Parti’nin meclisteki temsil oranı yüzde 69,4 iken, muhalefette bu oran yüzde 31,4’te kaldı. Yani muhalefet Demokrat Parti’den daha fazla oya sahip olmasına rağmen, ittifakın çökmesi nedeniyle Demokrat Parti iktidarda kalmaya devam etti.

Yıllar sonra muhalefet ittifakı yine zorlu bir süreçten geçiyor. Ancak bu sefer tarih tekerrür etmeyecek! Halk iradesini sandıkta ifade edecek. Bu sefer demokrasiye ve hukuka inanan, sağduyu ile hareket edenler kazanıyor; Bu kez kazanan ülke olacak!

İlginizi Çekebilir