“Türkiye’de Sansür ve Otosansür Raporu” yayınlandı

“Türkiye’de Sansür ve Otosansür Raporu”, “Sansür ve Otosansüre Karşı Platform” tarafından yayınlandı. Ocak-Aralık 2022 dönemini kapsayan raporda sanatçılara, bilim insanlarına, gazetecilere ve LGBTİ kişilere yönelik kısıtlamalar sıralandı.

Raporda açıklanan vaka ve bulgulardan bazıları şunlardır:

– AKP ve MHP tarafından kurulan Cumhur İttifakı’nın otoriter devlet yönetimi; Azınlıklara (dini, etnik, etnik ve cinsiyet) olduğu kadar akademi, muhalif medya/kuruluşlar ve insan hakları savunucularına karşı artan siyasi ve kültürel baskıyla şiddet kullanmaya devam ediyor. Birçoğumuz için bu ne yazık ki olağan bir mesele haline geldi ve şaşılacak bir şey yok; Öyle ki artık bu baskı ve şiddet ortamını tartışmalarımızda, analizlerimizde ve raporlarımızda “yaygın” olarak görüyoruz.
Kendimizi buna “normal” derken yakalıyoruz.

– Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Üyesi, Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı ve insan hakları aktivisti prof. Dr. Şebnem Korur Finkanji, 27 Ekim 2022’de canlı bir televizyon programında “terör propagandası yapmak” suçlamasıyla polisin düzenlediği baskın sonucu gözaltına alınarak tutuklandı.

– Ocak 2023 itibarıyla Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısı 75’tir ve gazetecilerin davaları kesintisiz devam etmektedir.2 Kasım 2016’dan bu yana aralarında eski HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu 18 siyasetçi cezaevinde. Öte yandan 2022’nin son ayı olan 14 Aralık 2022’de,
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu’na hakaretten yargılandığı davada 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.

– Kamuoyunda “sansür kanunu” veya “dezenformasyon kanunu” olarak bilinen 7418 sayılı kanun tasarısının 40 maddesi TBMM’de kabul edildi, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanununda çok önemli değişiklikler yapıldı. Basın, yasanın yürürlüğe girdiği Ekim 2022’de yürürlüğe girdi. En çok tartışılan ve tartışılan 29. maddeye “yanıltıcı bilgilerin halka yayılması” ibaresi eklenerek kanundaki suçların kapsamı genişletildi ve hatta “yeni suçlar” tanımlandı. Bu nedenle, hükümetin ve Cumhur İttifakı’nın eylemlerini ve açıklamalarını (yanlış bilgilendirme veya sahte haber olarak adlandıracakları) eleştiren herhangi bir sosyal medya gönderisi ve ayrıca mesajlaşma uygulamalarında yazılan herhangi bir açıklama, sadece üyeler tarafından değil, suç olarak kabul edilir. ama bütün vatandaşlar yazdıklarından dolayı tutuklanıyor ve aslında onun yargılanıp tutuklanmasına giden yol tamamen açıktı.

“2022’nin daha fazla ekonomik zorluk, siyasi baskı, fiziksel saldırı ve müzisyen tacizi anlamına gelmesi kaçınılmaz. Kaymakam ve valilerin yanı sıra AKP’liler de
Belediyelerin yıl boyunca gerçekleşen ancak yaz aylarında daha da yoğunlaşan birçok konser ve festivali yasakladığını fark ettik.

– Onur ayı yaklaşırken, valiler ve kaymakamlar, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu kapsamında sınırsız takdir yetkisi tanıyarak, Türkiye’nin en az sekiz ilinde LGBTIQ+ yerel topluluklarının Onur Haftası etkinliklerini yasakladı. Bu durum önceki yıllara benzer. 2018’de olağanüstü halin sona ermesinden dört yıl sonra atanan yetkililer; 5442 Sayılı Kanun ve 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun verdiği yetkilere dayanarak eylem ve eylemleri kalıcı olarak yasaklayarak olağanüstü hali sürdürmekten kaçınmadı.

– Boğaziçi Üniversitesi vakıf yönetimi başta olmak üzere birçok devlet ve vakıf üniversitesinde akademisyenlere ve öğrencilere yönelik sansür ve engellemelerin yaygınlaştığını gördük. Akademik
Özgürlük ihlallerinin çeşitli yönlerini bildirdik. Birkaç örnek konuyu daha iyi özetlememize yardımcı olacaktır: Mart 2022’de Nişantaşı Üniversitesi yönetimi, araştırmacıların maaşlarının memurlarla eşitlenmesi için dilekçe verdikten sonra toplam 40 araştırmacı ve öğretmenin sözleşmesini feshetti.

İlginizi Çekebilir