SEP hükümeti, seçimler öncesinde girdiği ittifaklar ve son on yıldaki eylemleriyle kadın hakları konusundaki tutumunu ortaya koydu. Ancak Millet İttifakı iktidara geldiğinde AKP’nin eksiklikleri ve hataları nasıl düzeltilecek? prof. Dr. Serpil Sankar’ın yazdığı
Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken, mevcut hükümetin kadın hakları ihlallerini durdurması ne kadar mümkün? Bunda umut yok. Çünkü Türkiye’de son on yıldır kadın haklarında ciddi ihlaller ve gerilemeler yaşanıyor ve bu süreç hızlanıyor. Önümüzdeki genel seçimlerde bu sürecin değişip değişmeyeceğini, daha doğrusu ne kadar değişeceğini kendimize sormamız gerekiyor.
Açıklanan seçim aday listelerine baktığımızda kadın hakları savunucularının bu listelerde hiç yer almadığını görüyoruz. Ayrıca kadın aday sayısı çok az. Millet İttifakı seçimleri kazansa bile, seçilmiş kadın milletvekili sayısının mevcut kadın milletvekili sayısını geçemeyeceği muhtemeldir; belki daha da düşük.
Toplumun demokrasi isteyen tüm kesimleriyle ittifak kuran CHP liderliğindeki Millet İttifakı’nın seçim listelerine baktığımızda listelerde yer alamayan tek grubun kadın hareketi olduğunu görüyoruz. hakları politikası. Yani Türkiye’ye bahar gelse de kadın hakları siyasetinin temsili başka baharlara kalacak.
Bir önceki yazımda AKP’nin siyasi İslamcıların talepleri doğrultusunda kadın haklarını düzenlemeye yönelik devam eden sürecinden bahsetmiştim. Halk Birliği’nin seçimleri kazanması halinde kadın haklarına aykırı bu sürecin daha da hızlanacağı öngörüsünde bulunarak yaklaşan tehlikeye dikkat çekmek istedim.
Halk Birliği’ni, evlilikleri ve aile değerlerini korumak için kadınların nasıl engellendiğiyle ilgilenmiyor. Cumhur İttifakı da her fırsatta kadınları evlerine kapatmak isteyenlerle birlikte yürüme kararı aldı. Bu kararla birlikte, kadınları erkeklere boyun eğdirmek isteyen marjinal gruplar artık açıkça iktidara ortak olacaklar.
Öte yandan bu gidişata son vereceğini söyleyen Milletler İttifakı’nın seçmen kütüklerinde yeteri kadar kadın adaya yer vermediğini görünce bu akıma fiilen ne kadar direneceğini tahmin etmek imkansız hale geliyor. Çünkü kadın İttifak’ın siyasi programında var”hakları korumak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek“Hedefi tatmin edici olmaktan uzak.
Gerek İttifak’ın yayınladığı ortak program ve hedeflere ilişkin belgelerde gerekse İttifak’ın kampanya vaatlerine ilişkin konuşmalarda, Türkiye’nin kadın haklarına ilişkin uluslararası taahhütleriyle tutarlı, yeterli ve sistematik bir kadın hakları politikası ve tutarlı bir politika önerildiğini görmüyoruz. liderler.
Halk İttifakı Genel politika metniAyrıca[1] kadınlarla ilgili vaatler sıralanmıştır. Ancak kadın hakları ihlallerinin önlenmesi açısından stratejik öneme sahip iki konu dile getirilen vaatlerde yer almadı. Bunlardan biri, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönüş ve önemli bir tırmanışa sahip olan kadına yönelik erkek şiddetine karşı çıkmaydı. Bu konuda çok şey söylendi ve satır aralarından olumlu yanıtlar alındı ancak henüz somut bir söz yok.
İkinci olarak, tüm kadın meselelerinde vazgeçilmez ve vazgeçilmez bir temel hak olan kadınların eşit siyasi temsil ve karar alma süreçlerine eşit katılım hakkı metinlerde gerektiği gibi yer almamaktadır. Metinde yer alan ifade şu şekilde:Kadınların parlamento, yerel yönetimler, siyasi partiler ve devlet kurumlarında karar alma ve yönetişime katılımını destekleyen, kadın temsilini artıran ve kadın haklarının korunmasına öncelik veren politikalar toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alarak izleyeceğiz.
Bu açıklamada bahsedilen toplumsal cinsiyet eşitliği vaadi defalarca tekrarlandı, ancak bunun nasıl gerçekleştirileceğine dair bir yol haritası yok. Bu söz, her partinin her seçim döneminde verdiği sözler listesinde yer alan bir ifadedir.
Şu anda, sadece cinsiyetlerin siyasete eşit katılımını vaat etmek artık yeterli değil; Bunun nasıl olacağını belirlemek gerekiyor. Çünkü bu sorun vaatlerle değil, özel teknikler kullanılarak çözülüyor.
Ancak artık sadece cinsiyetlerin siyasete eşit katılımını vaat etmek yeterli değil; Bunun nasıl olacağını belirlemek gerekiyor. Çünkü bu sorun vaatlerle değil, özel teknikler kullanılarak çözülüyor. Ayrıca CHP’de yüzde 33, İYP’de yüzde 25 ve İttifak partilerinden DEVA partisinde yüzde 35 cinsiyet kotası uygulanması zorunludur. Ama bu partiler bunu gözetmeden seçim aday listelerini derlediler. Yani verilen sözlerin, partinin tüzük ve programlarının hükümlerinin aksine, seçimlerde yine kadınlar birinci çıktı.
Halk İttifakı Politikanın genel metniTürkiye’de kadın haklarının korunması sorumluluğunu üstlenecek bir devlet kurumu. Kadın, Aile ve Çocuk İşleri Bakanlığı olarak tanımlanmıştır. Bu tür manşetlerin cinsiyetçi içeriğine yönelik çok sayıda eleştirinin dikkate alınmadığı açıktır. Çünkü bu bakanlığın görev tanımı şimdikinden bile daha geri.
Bu metinlerdeki vaatlerin yazıldığı dile bakarsak, cinsiyetçi ve muhafazakar zihniyetten sıyrılamayan insanlar tarafından yazılmış gibi görünüyor. Bu metinler hazırlanırken İttifak’ın partileri ve kadın hakları örgütleri ile işbirliği yapılmadı. kadın hakları politikasıDeneyimli ve bilgili kişilerin etkinliğe katılımının imkansız olduğunu anlıyoruz.
O halde Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının ikinci asrında ve demokrasi geri geldiğinde kadın haklarına ilişkin politikanın ne olacağı konusunda Milli İttifak’tan bir açıklama talep etmek gerekir. İttifak’ın toparlanma sürecinde kadınların oynayacağı rolün açık ve net bir tanımı olmalıdır.
Milletler İttifakı bu konuda beklenen açıklamaları yapmak istiyorsa, kadın hakları örgütlerinin bu konudaki genel taleplerini kısaca hatırlamakta fayda var. Çünkü içinde bulunulan kabul edilemez durum karşısında kadın-erkek eşitliğini savunmanın, laikliği, evrensel insan haklarına dayalı bir medeniyeti ve Türkiye’nin geleceğini inşa edecek bir demokrasiyi savunmakla eşanlamlı hale geldiği konusunda herkes hemfikirdir.
O halde kadın haklarını koruma sorumluluğu sadece kadınlara değil erkeklere aittir. Kadın erkek eşitliği, demokratik bir rejim ve laikliğin yeniden tesisi için olmazsa olmaz koşuldur. Bu nedenle öncelikle kadının evrensel haklarını gerçekleştirme taahhüdünde bulunmak gerekmektedir.
İttifak adına yazılan metinlerde kadınlar adına konuşan,sorunlarınızı biliyoruz, çözüyoruzArtık “” diyen yaklaşımın çok erkeksi bir yaklaşım olduğu anlaşılmalıdır. Kadınların siyasete eşit katılımının nasıl sağlandığını gösteren dünya çapında sayısız başarı öyküsü var. Onlardan dersler çıkarılmalıdır.
Türkiye’de kadınların siyasi parti ve parlamentolarda eşit temsilinin önündeki engellerin hızla kaldırılması ve kadınların siyasette aktif olarak yer almalarının sağlanması artık siyasi rejim için bir meydan okuma haline gelmiştir. Bu nedenle, kadınların eşit siyasi temsiline yönelik zorunlu yöntemlerin bir an önce benimsenmesi ve uygulanması gerekmektedir.
İttifak adına yazılan metinlerde kadınlar adına konuşan,sorunlarınızı biliyoruz, çözüyoruzArtık “” diyen yaklaşımın çok erkeksi bir yaklaşım olduğu anlaşılmalıdır.
Dünyada cinsiyet eşitliğinin başarılı bir şekilde uygulanmasını sağlayacak seçim aday listelerinde “yıldırım” sistemine bir an önce geçilmelidir. Seçimlerde üst sıralarda yer alan kadın adaylar, güçlü erkek adaylarla rekabet edebilmek için mali desteğe ihtiyaç duyuyor.
Bunun için kampanya, bu konu için tahsis edilecek kamu mali destek fonlarının oluşturulması yoluyla seçilebilecek kadın adaylar tarafından desteklenmelidir. Bu uygulama kadın ve erkek adaylar için eşit koşullar sağlanması açısından olmazsa olmaz bir koşuldur.
Ayrıca hazineden siyasi partilere yapılacak devlet yardımlarının partilerin toplumsal cinsiyet eşitliği düzeyine göre tanımlanması da erkek egemen siyasi partilerin yapılarını yıkan ve eşitliği teşvik eden bir tekniktir.
Cinsiyetlerin eşit temsilini sağlamaya yönelik ilke ve yöntemler siyasi partilere ve seçim yasalarına dahil edilmelidir. CEDAW’ı imzalarken, Türkiye’nin eşit siyasi katılıma ilişkin temel kanunlarında reform yapma taahhüdünde bulunduğu unutulmamalı ve Türkiye bu imzayı desteklemelidir.
Kadın, Aile ve Çocuk İşleri Bakanlığı yerinde Kadın ve Eşitlik Bakanlığı oluşturulmalı ve kadın ve insan hakları alanında uzman ve deneyimli kadınlar bu bakanlığın liderliğine gelmelidir. Bu süreçlerde kadın haklarının korunmasında görev alan kuruluşların aktif katılımı sağlanmalı, görüş ve önerileri netleştirilmelidir. Sivil toplumun katılımıyla kapsamlı bir toplumsal cinsiyet eşitliği politikası geliştirilmeli ve uygulama planları geliştirilmelidir.
Milli İttifak’ın bu talepler karşılığında ne kadar alacağını kestirmek zor. Ancak bu taleplerin gerçekleşmesi ancak geniş bir kitlesel temsil için çabalayan kadın örgütleri ve eşit siyasal katılımı hedefleyen bir siyasal gündem geliştirmedeki başarıları sayesinde mümkün olabilir; Bu eksikliğin artık kabul edilmesi kaçınılmazdır.
—
[1]
İlginizi Çekebilir
- Emek ve Özgürlükler İttifakı’ndan “aday”ın kararı: Kılıçdaroğlu’na itiraz yok
- BALKAN | Kamerun dünyada bağımsızlık gününü kutlamayan tek ülkedir.
- Geleceğin Partisi Genel Başkanlık Divanı “Cumhurbaşkanı Adayı” Gündemiyle Toplandı
- BALKAN | Kosova Merkez Bankası hedefine ulaştı
- “Soğan Siyaseti” mi, “Sorumlu Olmayan Devlet” mi?
- Kılıçdaroğlu: Çok hatalar yaptılar, geçiş hakkını hiç çekinmeden yediler. Hangi bankalara kaç dolar yatırdıklarını biliyorum. Bu millete sözüm var hepsini alacağız.
- AKP aday tanıtım mitinginde konuşan emekli öğretmen Ergüder Aksoy: Deprem Allah’ın kamçısıdır
- İBB Başkanı İmamoğlu’ndan çocuklara para dağıtan Erdoğan’a: Veren el alan eli görmeyecek; Para göstermek ayıp!
- TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ, kamuda çalışan sayısının ilk 6 ayda yüzde 45 oranında artırılmasını talep etti.
- Kuzey Kore, füze denemelerini engellemeyi savaş ilanı olarak görüyor